Abstract

İnsanlar ihtiyaçlarını karşılayabilmek için en yakınından başlayarak borç talep ederler. Bu nedenle borçlar hukuku insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir. Fakat insanlık tarihi kadar eski olan bir gerçeklikte insanların bu ihtiyaç halini kazanç haline dönüştüren tefeciliktir. Bugün için ise Müslümanlar ihtiyacı için mislini ödemek üzere borç bulamayınca daha çok banka kurumlarına başvurarak faiz ile borç alabilmektedir. Muasır fakihler Müslümanın faizsiz borç alarak ihtiyacını karşılayabilmesi için özellikle zekât ve karz sandıklarını öne çıkartmışlardır. Borç talebinin ihtiyaçtan kaynaklandığı düşünülürse ve zekâtın amacının ihtiyaç sahibinin ihtiyacını gidermek olduğu göz önünde tutulursa her ikisinin de maksadının aynı olduğu görülür. Maksat birliğinden hareketle insanlara zekât malından borç verilerek faizsiz ihtiyacını karşılayabilmede kolaylık sağlanabilir mi sorusunu özellikle zekât üzerinde uzun mesaisi olan bazı fakihler cevaz vererek cevaplamıştır. Bu görüşe göre zekât sandıklarından tekrar sandığa bedeli dönmek üzere borç verilebilir. Kişi borç aldıktan sonra zekâtın sarf yerleri arasında yer alan gârimîn sınıfına dâhil olacağından dolayı zekât malı borç talep edenlerin ihtiyaçlarını giderecek şekilde ayrılabilir. Bu çalışma zekâtın gârime kıyasla karz olarak verilebileceği konusunu karz ve zekâtın sarf yerlerinden birisi olan gârim ile karşılaştırarak ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.