Abstract

Wittgenstein dilin somut yaşam biçimlerinin pratiği içerisinde anlam kazandığını ortaya koymakta ve ideal bir dil anlayışının felsefi karışıklıklara yol açtığını iddia etmektedir. İnsanın dil ile olan ilişkisini onun doğal tarihinde konumlandıran düşünür, felsefi sorunlara da bu doğallaştırma çerçevesinde bakmıştır. Doğal tarihin olguları olarak sunduğu insani yaşam biçimleri ve bunların parçası olan dil-oyunları, dili kullanmanın somut bir pratik olduğunu gösterir. Bu şekilde dilsel ifadelerin sadece betimlenmesi gerekir. Aksi halde yanlış anlamalara yol açılmakta ve felsefi sorunların önü açılmaktadır. Dilin ideal ve metafizik kullanımları sonucunda açığa çıkan sorunların giderilmesi ise bir tutum değişikliği yoluyla sağlanabilir. Dolayısıyla Wittgenstein Felsefi Soruşturmalar’da dili ideal alandan çekip yaşamsal pratiklerimizi gerçekleştirdiğimiz somut bir alana taşıyarak Tractatus’ta bulunan anlamın belirginliği fikrinden vazgeçer. Sonuç olarak insanın dilsel etkinliklerini onun yaşam biçimsel etkinlikleri olarak betimlemek, şeylere ideal ve kuramsal bir yerden bakışımızın yol açtığı karışıklıkları açık hale getirecektir. Dil kullanımlarının betimleyici bir şekilde doğal tarih ile bağının kurulması, dilin içine gömülü olduğu etkinlikler alanını da göz önüne yeniden serer.

Full Text
Paper version not known

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.