Abstract

Ticari kâr ve mali kâr ayrımında karşımıza çıkan en önemli kavramlardan biri kanunen kabul edilmeyen giderlerdir. Ticari kârın tespitinde kanunen kabul edilmeyen giderler niteliğinde olan bazı giderler indirim konusu yapılabilirken mali kârın tespitinde bu giderler indirim konusu yapılamamaktadır. Dolayısıyla genelde vergi matrahını oluşturan mali kârın tespiti için kanunen kabul edilmeyen giderlerin doğru uygulanması önem arz etmektedir. Bu nedenle kanun koyucu Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde indirim konusu yapılabilecek giderleri belirtmiştir. İndirim konusu yapılabilecek bu giderler dışındaki bütün giderler kanunen kabul edilmeyen giderler olarak kabul edilmektedir. Aynı kanunun 41. maddesinde indirim konusu yapılamayacak giderler ayrıca sayılmıştır. Bu sayılan giderler de tereddüt oluşturmayacak şekilde kanunen kabul edilmeyen giderler olarak göz önünde bulundurulacaktır. Fakat uygulama açısından dikkate alındığında bazı giderlerin; kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı veya ücret olarak dikkate alınıp stopaja tabi tutulması gerekliliğinin söz konusu olup olmadığı gibi konular açısından tereddüt oluşturduğu görülmektedir. Bu kapsamda, çalışmada kanunen kabul edilmeyen giderlere ilişkin uygulamada karşılaşılan hatalara ve bunların düzeltilmiş muhasebe kayıtlarına yer verilmiştir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call