Abstract

Bu çalışmada, Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nun işgal edilmesiyle tetiklenen Rehineler Krizi incelenmektedir. Bu krizde Türkiye’nin hasmı bir silahlı devlet dışı aktördür ve olay komşu Irak topraklarında gerçekleşmiştir. Irak topraklarının bir bölümünün IŞİD tarafından işgal edilmesi hem bu coğrafi alan özelinde hem de bölge genelinde devlet olgusunun temel niteliklerine bir meydan okuma yaratmıştır. Bu meydan okuma, sadece toprağı işgal edilen devletle sınırlı kalmamıştır. Türkiye ile silahlı devlet dışı aktör (IŞİD) arasında da yeni bir dış politika krizi doğurmuştur. Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nun IŞİD militanları tarafından işgal edilmesi ve kırk dokuz personelinin rehin alınması sürecinde Türkiye kriz yönetiminde farklı yöntem ve araçlar kullanarak krizi yönetmiş ve rehinelerin kurtarılmasını sağlamıştır. Türkiye, bu krizin yönetim sürecinde IŞİD'i doğrudan muhatap almak istememiş ve geleneksel diplomatik-siyasi araç ve yöntemlere başvurmaktan kaçınmıştır. Bu nedenle Türkiye, kriz sürecini Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) aracılığıyla yönetmiştir. Bu süreçte bir ad hoc mekanizma olarak Milli İstihbarat Teşkilatı’nın öne çıktığı görülmüştür. Bu çalışmada uluslararası sistem ve bölgesel alt sistemin gündeminin yaratmış olduğu baskılar, bölgedeki mekân-iktidar mücadelesi, Türkiye’deki iktidar-muhalefet ilişkisi, ülke sınırları içinde bulunan IŞİD militanlarının varlığı ve etkisi Musul Rehineler Krizi’ne ilişkin kriz yönetimi ve karar sürecinin analizinde göz önünde bulundurulmuştur.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call