Abstract

Dünyanın hızla küreselleştiği son yüzyıllık dönemde yaşanılan teknolojik atılımlar, devletlerin ülke içerisinde ve dışarısında politika üretimlerine yönelik önemli değişiklikler meydana getirmişlerdir. Medyanın Soğuk Savaş döneminde artan gücü, politikada önemli bir unsur haline gelen kamuoylarını çok daha ileri noktaya taşımıştır. Savaşın getirdiği yıkım devletlerin, sert-kaba güce dayanan politikalar yerine yumuşak güce dayanan politikalar üretmesini gerektirmiş, bu durum ise devletlerin dış politikalarında diğer devletleri ve onların kamuoylarını dikkate almalarını zaruri kılmıştır. Bloklar arasında sıcak çatışmanın yerini alternatif araçların aldığı 1945 sonrasındaki dönemde Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) başlayarak tüm ülkeler yeni bir nüfuz mücadelesi alanı olarak kamu diplomasisine yönelmişlerdir.
 Türkiye, yaşanan değişimden çok daha önce 1923 yılından itibaren ülke sınırları içerisinde yaşanılan değişimi aktarmak, ülkenin tanıtımını yapmak amacıyla dış propaganda, tanıtma isimlendirmeleriyle kamu diplomasisi faaliyetleri gerçekleştirmiştir. Sinemanın manipülatif gücü, Türkiye’nin ülke tanıtımını gerçekleştirmek için sinemaya yönlendirmiş, 1923-1945 yılları arasında ülke imajı amacıyla sinema konusu önemli bir faaliyet olarak ele alınmıştır. Çalışma bu çerçevede Türkiye’nin erken sayılabilecek döneminde ülke imajı, ülke tanıtımı için kamu diplomasisi aracı olarak sinemayı nasıl değerlendirdiğini, hangi kurumlar üzerinden süreci kurguladığını analiz etmektedir. Çalışma, Türkiye’nin kamu diplomasisi amacıyla kullandığı dokümanter filmleri ve yurt dışında hangi ülkelerde izlettirildiği, ayrıca sinema bahsi üzerinden kamu diplomasisini eksik yönlerini değerlendirmektedir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call