Abstract

Uyanış, Şemseddin Sâmi’nin Kâmûs-ı Türkî isimli eserinde “göz açmak; müteyakkız (dikkatli) ve bîdar (uyanık) olmak; hâb (uyku) gafletinden kurtulup, mütenebbih olmak (ibret almak); rüşd ve hidâyete nâil olmak (doğruyu bulmak/bilmek); ilim ve hüner öğrenip zulmet (karanlık) cehâletinden kurtulmak…” gibi anlamlarda kullanılan bir sözcük olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan sözcük sahip olduğu görülen tüm bu anlamlarına Türk romancılık geleneğinde yer bulmuştur. Bilhassa Yeni Türk Edebiyatı’nın ilk üç devrinde hassasiyetle işlenmiş olan uyanış temi, arz var oldukça beşerin hayatında deverân edecektir. Durum böyle iken, beşerin uyanışında kitap, dolayısıyla ilim, en temel unsur olup, hayat nizamının hıfzı ve yayılımı da yazmak, okumak fiillerinde gelişim göstermektedir. Bunun üzerine, âdemoğlunun daima zeminde bir kitabı olmuş, diğer kitaplar bu zeminin üzerine yığılmıştır. Bu yazıda, İnsanlığın zemin kitabı Kur’an ekseniyle ve uyanışa vesile olan bütün kitapların insan hayatını güzelleştirdiği ön kabulüyle, 1860 ilâ 1901 tarihleri arasında mevcut bulunan üç Türk romanı; kitap ve uyanış kavramları çerçevesinde ele alınıp değerlendirilmektedir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call