Abstract

Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’nın güneyine başlattığı özel askeri harekât sonrasında uluslararası suçlardan doğan bireysel cezai sorumluluk tartışma konusu olmuştur. Ukrayna’nın 2014 ve 2015’te verdiği iki ayrı bildirgeyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) yargı yetkisini kabul etmesi ile Ukrayna toprakları üzerinde işlenen savaş suçları, insanlığa karşı suçlar, soykırım suçu ve (özel düzenlemeler saklı olmak kaydıyla) saldırı suçunu işleyen kişilerin Mahkeme önünde yargılanmasına olanak sağlanmıştır. Ön inceleme ve soruşturma sürecinden sonra UCM 17 Mart 2023 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova- Belova hakkında tutuklama kararı vermiştir. Tutuklama kararının içeriğinde Roma Statüsü kapsamında savaş suçu teşkil eden çocukların hukuka aykırı şekilde sınır dışı edilmesi ve işgal altındaki bölgelerden hukuka aykırı şekilde nakledilmesi suçları yer almaktadır. Uluslararası toplum tarafından olumlu karşılanan ve beklenmedik bir şekilde hızlı verilen tutuklama kararı beraberinde başka tartışmaları da gündeme getirmiştir. Bunlardan en önemlisi devlet başkanlarının yararlandığı ve yabancı devlet ülkelerinde tutuklanmalarına engel olan kişi ve yargı dokunulmazlıklarıdır. Roma Statüsü hiçbir resmi unvanın bireysel cezai sorumluluktan muafiyet sağlamayacağını açıkça belirtse de, uluslararası örf ve adet kuralı olarak kabul edilen devlet başkanlarının dokunulmazlığının tutuklama kararının uygulanmasına engel olacağından endişe edilmektedir. Bu çalışmada uluslararası suçlardan doğan bireysel cezai sorumluluk ile devlet başkanlarının dokunulmazlığı arasındaki ilişki incelenmiş ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tutuklanarak UCM önünde yargılanabilme ihtimali değerlendirilmiştir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call