Abstract

Devlet, batı siyasal anlayışında belli bir ülkede yerleşmiş halkın üzerinde egemen olan bir siyasal otorite olarak anlaşılmaktadır. Bir ülkede iktidara gelme ve iktidarın sürdürülebilirliği, o ülke üzerine yerleşmiş halkın kültüründen kaynaklanan meşruiyet anlayışına yönetimin uyması ile mümkün olabilmektedir. Bu günümüzde genelde anayasalarda vazedilen süreçlerle belirlenmiştir. Türk milli kültürünün devlet anlayışı Egemenden hareketle tanımlanan bir anlayış değil; aşağıdan yukarı doğru bir örgütlenmedir. Devlet, milletin töresini yürütmek üzere, kut kazanmış iktidarlar tarafından yönetilen, milletin teşkilatlanmasıdır. Türk devlet geleneğinde meşruiyet bağlamında iki kavram öne çıkmaktadır: Töre ve Kut. Milleti ayakta tutan gücün töre olduğu; devletten önce geldiği Orhun Bengütaşları’ndan bugüne bilinir. Bir deyimimiz bunu çok güzel ifade eder, “il gider, töre kalır. Yani töre olduğu sürece devletin yeniden kurulabileceği, aslolanın töreyi korumak olduğu esas alınır. Devletin varlık sebebi de esasen töreyi yürütmektir. Törenin temel değerleri vardır. Adalet, ahlak, bilgelik, cömertlik, yiğitlik vb. değerleri şahsında meczedebilen kimse “kut” kazanmış sayılır. Kut kazanmak, liyakat kesbedebilmek veya layık olma erdemi şeklinde tanımlanabilir. Dolayısıyla Türk devlet geleneğinde meşruiyet kut kazanmak şeklinde tecelli eden, törenin öngördüğü değerleri taşımak ve sürdürmek esasına bağlanmıştır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call