Abstract

Bir gruba aidiyetin sembolleri olan etnisite, dil, kültür ve inanç gibi bağlarla inşa edilmiş milli veya etnik kimlik algısı, aynı zamanda vatandaşlık duygusunun modern dönemlerdeki yeni sınırlarını milliyetçi ve seküler fikirler ile çizmekteydi. Toplumların daha politik ve ekonomik referanslar ile ayrışmaya başladığı ve yeniden örgütlenmesine yol açan Aydınlanma Çağı, Sanayi İnkılabı ve Fransız İhtilali gibi gelişmeler millet tanımına yeni yorumlar kazandırmıştır. Çağdaş, düşünsel ve ideolojik referansların etkisiyle millet olmanın yeni yapay sınırları ulusal topraklar ile millileştirilmiş edebiyat, tarih, kültür ve hukuk ile bunları özümsemiş yeni vatandaş tipi tanımlanmaktaydı. Milliyetçilik, vatandaşlığın tanımında gün geçtikçe daha geçerli bir yorum haline gelmekteydi. Avrupa’nın diğer ülkelerinden farklı bir tarihselliği olan Osmanlı’da, vatandaşlığın tarifi din temelli olup hem karmaşık hem de heterojen bir karakteristiği resmetmekteydi. Vatandaşlığın, Cumhuriyet döneminde el alınışı ise laik ve çağdaş bir Türklük tanımlanması şeklinde olmuştur. Yeni kurumsal anlayışı ve ideolojik vasıfları ile Cumhuriyet ideolojisinde, Kemalist milliyetçilerinin temel düşünce evrenini, yapılan inkılâplar inşa etmekteydi. Haliyle, millî vatandaşlığın çerçevesini de bu gelişmeler oluşturmaktaydı. Bu süre zarfında yeni ulusal karakterli vatandaşlık tanımına uymayanların veya uymak istemeyenleri çeşitli siyasi, kültürel, bürokratik ve hukuki süreçler beklemekteydi. Bu çalışmada, erken Cumhuriyet yıllarında uygulanan yeni vatandaşlık rejimine uymayan kişilerin vatandaşlıktan çıkarılma süreçleri sebepleriyle ele alınmıştır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call