Abstract

İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla liberalizm yerini realizme bırakmıştır. Realistler, liberalizmi idealist olduğu ve sorunların çözümünde yetersiz kaldığı gerekçesiyle eleştirmişlerdir. Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasında Mikhail Gorbaçov'un glasnost ve perestroyka politikaları önemli rol oynamıştır. Bu gelişmeler Doğu Avrupa'da insan hakları ve bağımsızlık taleplerini artırarak Sovyetler Birliği'ni içeriden sarsmıştır. Soğuk Savaş'ın barışçıl sona ermesi, uluslararası ilişkiler teorileri açısından beklenmedik bir gelişme olmuştur. Rusya, çevrelenme politikasına karşı ilk etkili tepkisini 2008 Gürcistan Savaşı ile vermiş ve 2013 sonunda Ukrayna'da yaşanan gelişmelerle uluslararası arenada güçlü bir aktör olarak yerini pekiştirmiştir. Suriye'deki Arap Baharı kıvılcımlarının iç savaşa dönüşmesi Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) çıkarları doğrultusunda müdahil olmaları, krizin çözümünü zorlaştırmıştır. Bu çalışmada, Soğuk Savaş sonrası Rusya ve ABD'nin genel durumu incelendikten sonra, uluslararası arenada yaşanan üç kriz (2008 Gürcistan Krizi, 2012'de başlayan ve devam eden Suriye Krizi ve 2014'te Kırım'ın ilhakıyla zirveye tırmanan Ukrayna Krizi) realist bir perspektiften değerlendirilecektir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call