Abstract
Günümüz modern dünyasının getirdiği hızlı teknolojik gelişim doğrultusunda oluşan kompleks küresel ekonomik faaliyetler nedeniyle ülkeler ithalat ve ihracat faaliyetlerinin takibinde zorlanmakta ve bu kapsamda kaçakçılık fiili gerçekleşebilmektedir. Özellikle yasa dışı organizasyonlarla devletlerin kontrolü dışında gerçekleşen ithalat ve ihracat faaliyetleri sosyal ve ekonomik birtakım sorunlar ortaya çıkarabilmektedir. Bu doğrultuda çalışmada, kayıt dışı bir şekilde gerçekleşen uluslararası ticari ilişkilerin ortaya çıkaracağı kamu zararı ile insanların bir arada yaşama halinin devamının sağlanmasında en temel bağlayıcı etken olan karşılıklı güven mekanizmasının yani kamusal güvenin korunmasına yönelik yararın Türk Hukuk Mevzuatı açısından değerlendirilmesi amaçlanmış ve sahte belgeler marifetiyle gümrük beyannamesi düzenlenmesi suçu incelenmiştir. Zira sahte belge düzenleme, sahte belge kullanma ve sahte gümrük beyannamesi düzenlenmesi fiillerini içinde bulunduran suçun karmaşık yapısı gerek uygulamada ve gerekse akademik yazında ihtilaflar ortaya çıkarabilmektedir. Çalışmada sonuç olarak tek fiille sahte belge düzenleme ile kullanma suçlarının birlikte cezalandırılamayacağı gerekçesiyle sahte belgeler marifetiyle gümrük beyannamesi düzenlenmesi durumunda sahte belge düzenleme ve sahte beyanname düzenleme şeklinde iki farklı suç olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Ayrıca sahte beyanname düzenleme suçunun oluşumunun sahte belge düzenleme suçuna bağlı olmadığı ancak sahte belge düzenleme suçunun sahte beyanname düzenleme suçuna resmiyet kazandırmaya yönelik olduğu tespit edilmiştir. Hal böyle iken sahte belge düzenlenmesi fiili asliye ceza mahkemesinde yargılanması gereken bir suç iken, sahte beyanname düzenleme fiilinin resmî belge hükmü taşıdığı sonucu ile ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerekmektedir. Bununla birlikte sahte belge düzenlenmesi ve bu belgenin kullanılması marifetiyle sahte gümrük beyannamesi düzenlenmesi yoluyla teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak amacıyla ihracat gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi göstermek şeklinde oluşan suçun gerek ulusal ve gerekse uluslararası açıdan kamu yararı ve hukuki değerlere yönelik bir suç olması nedeniyle idari aşamada cezayı hafifletici düzenlemelere konu edilmemesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Talk to us
Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have
Similar Papers
More From: Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.