Abstract

Bu çalışmada, “Post-Truth” kavramının 2016’da yılın kelimesi seçilmesi ile ön plana çıkması ve son dönemlerde yaşamımıza entegre olmasına değinilmektedir. Öncelikle post-truth kavramı ontolojik olarak irdelenmiş, ekonomik, toplumsal ve kültürel konularda post-truth yaklaşımları ele alınsa da daha çok popülist siyasi liderler bağlamında açıklanmaya çalışılmıştır. Teknolojideki hızlı değişimler ve medya üzerinden bilgiye kolay bir şekilde ulaşılması ve bilginin hızlı tüketilmesi post-truth kavramını besleyen faktörler olarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, post-truth çağda toplumun gerçeklik ile bağının koparılması rasyonel bireyleri evrensel doğrulardan uzaklaştırmaktadır. Rasyonel bilgiler yerine duyguların yoğun olarak kullanıldığı bu çağda popülist liderler halkı kolay bir şekilde manipüle ederek yönlendirmektedir. Stratejik olarak konumlandırılan gerçeklerin halka yansıtılması aşamasında liderlerin popülist politikalara yöneldiği görülmektedir. Hakikat, yalan ve siyaset arasında doğrudan bağlantı kuran post-truth, dezenformasyon ile popülizmin ivme kazanması sonucunda toplumsal kutuplaşmaya neden olmaktadır. Bununla birlikte neoliberal politikaların başarısızlığı ve yaşanan küresel finansal krizler popülist liderler için büyük bir fırsat olmuştur. Ülkelerde yoksulluk ve gelir adaletsizliğindeki artışlar halk kitlelerini yeni popülist liderlere yöneltmiştir. Bu makalede post-truth dönemde seçilen liderlerin ürettiği popülist politikalar sonucunda toplum ile ilişkisinin nasıl boyut değiştirdiği ele alınacaktır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call