Abstract

COVID-19 salgını, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 11 Mart 2020 tarihinde dünya çapında bir salgın (küresel pandemi) olarak duyuruldu. DSÖ, bu duyuru ile ülkeleri, salgının küresel ekonomide ve sağlıkta benzeri görülmemiş bir krizi temsil ettiği konusunda uyardı. Her ne kadar ülkeler çeşitli seviyelerde almış oldukları sokağa çıkma yasakları, dönüşümlü ya da evden çalışma, sınırların kapatılması ya da yabancılara karantina uygulanması gibi kısıtlama ve tedbirlerle salgını önlemeye çalışsalar da bu tedbirlerin çok da işe yaradığı söylenemez. Zira alınan tedbirler salgını sona erdirmeyip sadece süreci yavaşlatmaktadır. Salgının bir süre daha devam etmesi halinde ise sonucu en başta fiziksel ve psikolojik olarak insan sağlığını etkileyecek; bununla da sınırlı kalmayıp ekonomi, sanayi, eğitim ve turizm gibi alanlarda telafisi yıllarca mümkün olmayacak zararlara sebebiyet verecektir. 2020 yılı başlarında kısa bir süre içerisinde dünyayı etkisi altına almasına rağmen etkisini uzun süredir devam ettiren COVID-19 salgınını önleyebilmek için şu an elimizde bulunan en etkili ilaç COVID-19 aşılarıdır. Aralık 2020 sonu itibarıyla aşıya erişebilen ülkelerde öncelikli gruplardan başlanmak üzere aşılama başlamıştır. 18 Temmuz 2021 tarihi itibariyle dünya genelinde 3.66 milyar doz aşı yapıldığı görülmektedir. Bazı ülkeler iki doz aşı hedefine ulaşmaya çalışırken ülkemizde de olduğu gibi bazı bölgelerde üçüncü doz aşılamaya geçmişlerdir. Yemen, Mali gibi ülkelerde bu oran oldukça düşükken Haiti gibi bazı gelişmemiş ülkelerde ise henüz tek doz dahi aşı uygulanmamıştır. Koronavirüsün hızlı mutasyon geçiren yapısı göz önünde bulundurulduğunda dünya genelinde eş zamanda aşılama uygulanmadan salgının bitmeyeceği ve sektörler üzerindeki olumsuz etkisini daha yıllarca sürdüreceği ortadadır. Bu nedenle Dünya Ticaret Örgütü ve bazı dünya liderlerinin açıklamalarıyla birlikte COVID-19 aşıları ve tedavileri için ilaç şirketlerinin patent yükümlülüklerinden feragat etmesinin mümkün olup olmayacağı hususunda tartışmalar gündeme gelmiştir. Zira, içinde bulunduğumuz bu olağanüstü dönemde TRIPS Anlaşması kapsamında patent hakkının ilaç şirketlerine sağlamış olduğu yasal koruma ile insanların temel haklarından olan ilaçlara erişim hakkı arasında bir denge kurulması gerekmektedir. Bu çalışmada, COVID-19 aşı ve ilaçlarından patent korumasının kaldırıp kaldırılamayacağı hususu benzer örnekler dikkate alınarak analiz edilecektir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call