Abstract

Kur’an vahyinin kaynağı, nüzul döneminden itibaren Müslüman ve Batılı araştırmacıların merak ve dikkatini çekmiş, pek çok araştırmaya konu olmuş ve günümüzde de tartışılmaya devam edegelmiş bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tartışmalar Kur’an’ın korunmuş olma meselesinden başlamaktadır. Korunmuş olma meselesi, bir inanç ve duygu gerçeğinden neşet etmektedir. Zira bu Kitab’ın inananları, itikat ettikleri vahiy hakkında zihin ve gönül dünyalarında tam bir güven inşa etmek istemektedirler. Ayrıca vahyin kişi üzerinde dönüştürücü bir tesiri de söz konusudur. Bu sebeple vahyin kaynağının lafız ve mana açısından Allah’a aidiyeti İslam’a inananlar açısından son derece önem arz etmektedir. Çağdaş dönemde vahye kaynak arama faaliyetinin temelini, Hint Alt Kıtasında ortaya çıkıp yayılan Kur’aniyyûn ekolü atmıştır. Bu akım kısa süre zarfında ülkemizde de kendine yer bulmuştur. İlk bakışta oldukça akılcı gelen söylem, zamanla tesirlerini arttırmıştır. Nihayet vahyin kaynağının lafzen mi manen mi yoksa her ikisinin birden Allah’a ya da Resulüne mi ait olduğu tartışılmıştır. Elbette erken dönem tefsir kaynaklarında mevcut yorumlar bize dönemin bakış açısını yansıtmaktadır. Günümüze geldiğimizde ise konunun biraz daha esnek ve rahat bir yorum biçimine ulaştığı görülmektedir. Bu çerçevede araştırmamızda Kur’an vahyinin kaynağı ile ilgili önce klasik görüşe yer verilmekte, daha sonra oryantalist bakış açısı tartışılmakta, son olarak modern dönemin meseleye yaklaşımı ele alınıp değerlendirilerek Kur’an vahyinin kaynağının lafız ve mana olarak Allah’a ait olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call