Abstract

Bu makalede imparatorluk ve ulus-devlet gramer ve mantık metaforundan hareketle yeniden yorumlanmaya ve tahayyül edilmeye çalışılmaktadır. Gramer ve mantık metaforları bir imkana ve zorunluluğa işaret edecek şekilde kullanılmaktadır. Söz konusu metaforun kendisini inşa ettiği zemin ise ontoloji ve ideoloji olmaktadır. Buna göre imparatorluk ontolojik bir gramer olarak tahayyül edilmiş, farklılık, derinlik, otantiklik, adalet, liyakat, esneklik, gelenek, hetorejenlik ve kozmopolit kavramları ekseninde de facto bir durum olarak konumlanmıştır. Diğer yandan ulus-devlet ise, benzerlik, eşitlik, yapaylık, elitlik, katılık ve homojen kavramları ekseninde a priori bir zorunluluk dayatması olarak konumlanmıştır. İmparatorluktan ulus-devlete geçişin bir ufuk ve eksen küçülmesi, felsefi olarak ontolojinden kopuşu, sosyolojik olarak halktan kitleye geçişi, ekonomik olarak paylaşımcı ve dayanışmacı yapıdan sermayenin merkezileştiği kapitalist sisteme dönüşü, etik olarak adaletten ayrılışı, politik olarak ise milletten etno-seküler ulusçuluğa geçişi temsil ettiği gösterilmeye çalışılmıştır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call