Abstract

İletişim, sosyal bir varlık olan insanın temel ihtiyaçlarındandır. Tarih boyunca insanoğlunun en önemli iletişim araçlarından biri mektup olmuştur. Yaklaşık altı yüzyıl boyunca farklı tür ve tarzlarla varlığını sürdüren klasik Türk edebiyatında da bir tarz olarak manzum ve mensur birçok mektup yazılmıştır. Manzum ve mensur mektuplar; mesnevi, divan, mecmua ve münşeat mecmualarında görülür. Başlıklı veya başlıksız olan manzum mektupların büyük çoğunluğu kaside ve küçük mesnevi nazım şekli ile kaleme alınmıştır. Zengin muhtevalarıyla manzum mektuplar genellikle “sevdiklerinden haber alma, hâl-hatır sorma, vuslat arzusu ve firak acısını ifade etme, ‘arz-ı hâl sunma ve hüner gösterisi” amacıyla yazılmıştır. Bu çalışma, XVIII. yüzyıl şairlerinden İlbegli-zâde Muhammed Meylî Efendi’nin manzum mektubu üzerinedir. Meylî, mektubunu sürgün edildiği Kıbrıs’tan Adana’daki oğlu Abdürrahim Efendi’ye göndermiştir. Şair, mektubunda ailesi ve dostlarının hâlini, sağlık ve sıhhatlerini sorar ve ayrılık acısını dile getirir. Bu mektup üzerine oğlu Abdürrahim Efendi de babasına nazire yolu ile bir cevap yazar. Yazıda öncelikle klasik Türk şiiri manzum mektup geleneği hakkında bilgi verilmiştir. Makalenin asıl bölümünde Meylî’nin mektubu ve oğlunun bu mektuba cevabı şekil ve muhteva açısından incelenmiştir. Yazının sonunda ise mektupların çeviriyazılı metinleri ve tıpkıbasımları okuyucuların istifadesine sunulmuştur.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call