Abstract

Bu araştırmada deprem, sel, fırtına gibi doğal âfetler; veba, verem ve koronavirüs gibi salgın hastalıkların “ilâhî bir ceza” olup olmadığı meselesi ele alınmaktadır. Çalışma, insanlığın anlamada aciz kaldığı olağanüstü durumlarda dinden ve dini metinlerden doğru istifade etmeye bir katkı sunma amacıyla yapılmıştır. Dinî metinlerin olağanüstü olaylarla ilgisinin isabetli bir şekilde kurulması, bu olayları ve ayetleri doğru okuma ve anlamamız açısından önemlidir. Aksi takdirde ayetlerin gelişi güzel kullanılması yanlış, eksik ve indî yaklaşımlara sebebiyet vermektedir. Nitekim doğal âfetler ve salgın hastalıkları “ilâhî bir ceza” olarak görenlerin başvurmuş oldukları delillerden biri de Kur’ân’daki helâk edilen kavimlerin kıssaları ve helâk kavramı ile ilgili ayetlerdir. Bu çalışmada ise gerek helâk kıssaları gerekse helâk kavramı ile ilgili diğer ayetlerden hareketle doğal âfetler ve salgın hastalıklara “ilâhî ceza” denilemeyeceği ortaya konulmaktadır. Çalışmamızı farklı kılan, ilgili ayetlerin zahiri anlamları ile yetinilmeyip ayetlerin bağlamlarından hareketle, aklî ve mantıkî delillerle de ele alınmasıdır. Bu doğrultuda analiz yöntemiyle yapılan araştırmanın neticesinde doğal âfetler ve salgın hastalıkların “ilâhî bir ceza” olarak nitelendirilmesinin risklerine vurgu yapılmaktadır. İlâhî ceza söyleminin Allah adına konuşma ve O’nun adına hüküm verme gibi tehlikeli bir ifade olmasının yanında doğal âfetler ve salgın hastalıklar nedeniyle ölen kişiler hakkında haksız yargılamalara yol açabileceğine dikkatler çekilmektedir. Bu çerçevede kevnî ve tenzîlî ayetlerin, öncelikle ve özellikle ibret nazarıyla anlaşılması gerektiği önerilmektedir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call