Abstract
"Vaat" lütuf ve ihsan gibi insanın talep ettiği bir ihtiyaç iken "vade" ise bu talebin zamana yayılması ile mecburi bir bekleyiş ve sabır gerektirir. Vaat, Yaratıcı'dan gelirse İlâhî'dir ve hakîkîdir; insandan gelirse beşerîdir ve çoğunlukla yalandır. Klasik Türk şiirinin hayal dünyasında, özellikle ma'şûkun vaatleri, âşığı heyecanlandırıp ümit verse de vadesi sürekli ertelenen ve gerçekleşmeyen vaatlerdir. Devlet adamları, din adamları ve feleğin vaatleri de tıpkı ma'şûğunki gibi genellikle yalan vaatlerdir. "Vaat" ve "vade" kelimeleri, çoğunlukla "va'd-i ferdâ, va'd-i visâl, va'd-i dîdâr, va'de-i muhâl, va'de-i dürûğ...vb." gibi tamlamalar etrafında kullanılmıştır. Ayrıca insanların yetiştirdikleri kimyon bitkisine yeşermesi için vaatte bulunmaları ile "va'd-i kemmûn", yalancılığıyla meşhur olmuş bir kişi olan 'Urkûb'a teşbihle de "va'd-i 'Urkûb" ifadeleri sembolik değeri olan vaatler olarak kabul edilebilir.
Talk to us
Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have
Similar Papers
Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.