Abstract

Çalışma, tiftik ve sof dokumacılığı sayesinde Osmanlı Ankara’sında 16. ve 19. yüzyıllar arasında gelişen uluslararası ticari rotalar ve sermaye dolaşımı üzerinden kentin sosyo-mekânsal bir okumasını yapmaktadır. Bunu yaparken, seyahatnameler, akademik araştırmalar ve ikincil kaynaklar üzerinden tarafsız bir tablo çizmektedir. Makale, Ankara’nın başkent olduğunda “yoktan var edilen şehir” algısının temeli olan kasaba görüntüsünün ötesinde, liman kentlerini aratmayacak nüfus yoğunluğuna ve kozmopolitliğe sahip, oldukça hareketli bir ticaret merkezi olduğunu vurgularken; Müslüman ve gayrimüslimlerden oluşan yerel halkın kente özgü tiftik keçisinden ürettiği sof kumaş sayesinde, kendine özgü kimlik yapısıyla, küresel bir tekel; Kale ve çevresinde gelişen kentsel mekânlarıyla, sınırlarını kendisi yaratan, içe kapanık ve kendi yağında kavrulan oldukça mütevazı bir yerleşim örneği olduğunu da ortaya koymayı hedefler. Ankara eşsiz ürünü sof sayesinde oldukça canlı ve hareketli bir Osmanlı kenti olarak Avrupa’da da oldukça tanınmaktadır. Tüccarların mekânsal hareketliliği yalnızca Ankaralı olanına özgü değildir, tam tersi de (Ankara’ya yerleşen Avrupalı tüccarlar) oldukça yaygındır. Çalışmada, kentin sakinleri arasında pek popüler olmayan özgün tarihini görünür kılmak için öneriler geliştirilmiştir. Burada amaç, kent tarihini okumak için yeni bir yöntem geliştirmek olmasa da kentin sosyo-mekânsal kurgusunun zaman içindeki dönüşümünü sermayenin birikimi vasıtasıyla kavrama ve aktarmanın önemine değinmektir.

Full Text
Paper version not known

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call