Abstract

Sosyolojinin yeni bir alt dalı olarak 1990’lı yıllarda ortaya çıkan sınır sosyolojisi, sınır ve toplum ilişkilerinin karşılıklı etkileşimini konu edinen ve sınır ve toplumsal değişme arasındaki ilişkiyi anlamayı amaçlayan bir bilimsel disiplindir. Soğuk Savaşın son bulması ve Sovyetler Birliği’nin çöküşü, Berlin Duvarı’nın yıkılması, yeni devletlerin ortaya çıkması, Avrupa Birliği’nin genişlemesi, küreselleşme ve teknolojik gelişmeler sınır sosyolojisinin ortaya çıkmasında doğrudan doğruya etkili olmuştur. Söz konusu gelişmeler sınırların yeniden düşünülmesini gerektirmiştir. Toplumların kuruluşunda sınırların nerede yer aldığı, sınırların kimlik ifade etmede nasıl bir role sahip olduğu, sınırların nasıl algılandıkları ve sınırötesi ilişkilerin nasıl şekillendiği sınır sosyolojisinin temel sorularını oluşturur. Bu çalışmanın temel sorunsalı, sınır sosyolojisinin bağımsız bir disiplin olarak gelişiminde kapsamının, yönteminin ve tarihsel gelişiminin nasıl bir rol oynadığıdır. Bu sorunsal çerçevesinde sınırların farklı anlamları içerdiği, psikolojik, sosyolojik, siyasal, ekonomik, kültürel, dinsel, etnik, dilsel, toplumsal cinsiyet, mekân, güvenlik, milliyetçilik, göç ve küreselleşme gibi boyutları taşıdığı ve değişik toplumsal işlevlere sahip olduğu görülmüştür. Sınır sosyolojisinin sosyolojinin bir alt dalı olarak gelişim gösterdiği, sosyologların sınır ve toplum ilişkilerini görünür kıldıkları, sınırların tarihsel bir perspektiften inşa edildiği, genel sosyolojinin yanı sıra sınır sosyolojisinin kendisine özgü yönteminin olduğu ve sınırlarla ilgili sosyolojik çalışmaların bir tarihsel süreklilik taşıdığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda, sınır sosyolojisinin sosyolojide yeni bir alan olarak geliştiği anlaşılmıştır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call