Abstract
Bu çalışma, 162/779-242/856 yılları arasında yaşayan Muhammed b. Abdullah b. Ammâr el-Mevsılî’nin hayatını ve hadis ilmindeki yerini incelemektedir. Çalışmada; ricâl ve usûl kaynaklarında İbn Ammâr’la ilgili tespit edilen bilgiler değerlendirilmiş ve onun ilmi kişiliğinin tanıtılması amaçlanmıştır. 
 Cezîre Bölgesi’nin Diyârırebîa kısmında bulunan Musul şehrine nisbet edilen İbn Ammâr el-Mevsılî, döneminin önemli hadis âlimlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Erken yaşlarda hadis tedrisatına başlayan İbn Ammâr, dönemin ilim merkezlerinden Bağdat, Dımaşk, Kûfe, Mekke gibi yerleşim yerlerine rihleler yaparak pek çok hocadan ders almıştır. O, pek çok münekkit tarafından ta‘dîl edilerek ilmi (ravileri) araştıran biri olarak tavsif edilmiştir. 
 İbn Ammâr el-Mevsılî, hadis rivayetindeki yetkinliği ve güvenilirliğinin yanı sıra rical bilgisiyle de ön plana çıkmıştır. Ricâl bilgisi ve rivayetlerin illetlerini tespit edebilmesi özelliği ile Ali b. Medînî’ye (ö. 234/848) benzetilmiştir. Cerh ve ta‘dîl alanında özellikle Yahyâ b. Sa‘îd el-Kattân’dan (ö. 198/813) önemli ölçüde istifade etmiştir. Ravilerle ilgili verdiği bilgilerle, kendinden sonra eser te’lif eden pek çok âlime kaynaklık etmiştir. Özellikle İbn Şâhin (ö. 385/996), Hatîb el-Bağdâdî (ö. 463/1071), İbn ‘Asâkîr (ö. 571/1176) ve Mizzî (ö. 742/1341) gibi müellifler, kitaplarında İbn Ammâr’dan pek çok nakilde bulunmuşlardır. Ricâl kaynaklarında ondan nakledilen bilgilere, ekseriyetle Ya‘kûb b. Süfyân el-Fesevî (ö. 277/890) ve Hasan b. Süfyân eş-Şeybânî (ö. 303/915) vasıtasıyla yer verilmiştir. Günümüze ulaşmasa da İbn Ammâr’a nisbet edilen “İlelü’l-hadîs ve ma‘rifetü’ş-şuyûh” isimli eser, sonraki dönemde ilelü’l-hadîs ve ricâl ilmi konusunda başvurulan önemli bir kaynak olmuştur.
 İbn Ammâr, genel olarak münekkitlerin ekseriyetine muvafık değerlendirmeler yapmıştır. Ancak bazı râvilerin cerh ve ta‘dîlinde diğer münekkitlere nazaran müteşeddid veya mütesâhil davranmıştır. Ta‘dîl ettiği râvilerin büyük bir kısmında “sika” tabirini kullanırken bazı râviler için “sikatün hüccetün, sikatün hâfizun, lâ be’s bihî” gibi ifadeler de kullanmıştır. En çok kullandığı cerh lafzı ise “zayıf” olmuştur. İbn Ammâr el-Mevsılî, cerh ettiği râvilerde bazen cerh sebebini açıkça belirtmiştir. Bazı râvileri ve rivayetleri zaman, mekân, öğrenci ve hoca gibi unsurlarla beraber değerlendirme yoluna gitmiştir. İbn Ammâr, râvilerle ilgili değerlendirmelerinde bazen birkaç râviyi bir arada zikrederek onları mukâyese etmiştir. O, râvileri ayırt edici özelliklerden nisbe, isim, künye, vefat tarihi gibi bilgileri zikretmiştir. Râvi ile igili fırka mensubiyeti, itikâdî durumu gibi hususları açıklamış, râvileri siyasi ve itikâdi düşünceleri sebebiyle değil de özellikle rivayete ehliyetleri açısından değerlendirdiğini belirtmiştir. 
 İbn Ammâr, imlâ meclislerine katılarak hadis dinlemiş, isimlerin telaffuzunda hata olmaması için, hadisi bizzat mümlî’den (hocadan) duyma gayreti içinde olmuştur. Bazen kendi imkânlarıyla bazen de hocalarından rivayet ederek isnaddaki illetleri ortaya çıkarmaya gayret göstermiştir. Tedlîs yapan râvilerin tespit edilmesine katkı sağlamış, müdellis râvilerden hadis nakletmediğini beyan etmiştir. Bazı ravilere ait hadis nüshalarında tespit ettiği hataları düzelterek rivayetlerin daha sahih bir şekilde nakledilmesine katkı sağlamıştır. Hatalı rivayet nakletmede ısrar eden râvilerden rivayet almayı terk ettiğini belirtmiştir.
 Farklı rivayet kaynaklarında İbn Ammâr’dan nakledilen 150 civarında rivayet bulunmaktadır. Kütüb-i Sitte müelliflerinden sadece Nesâî onun rivayetlerine yer vermiştir.
Talk to us
Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have
Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.