Abstract

İnsanoğlu ilk yaradılışından günümüze kadar ihtiyaç duyduğu ve kendi istekleri doğrultusunda mekânlar geliştirmiştir. Mekân, sadece bireylerin ya da toplumların içinde çeşitli eylemler gerçekleştirdiği fiziksel bir olgu değil aynı zamanda toplumların kültürlerine, yaşam şekillerine, sosyal yapıları doğrultusunda geçirdikleri değişimlere bağlı olarak çeşitli anlamlar, bilgiler içeren bir oluşumdur. Her toplum kendine özgü bir kültürden kültüre farklılığı yaratan prensibe sahip olup mekânsal alan biçimlendirmektedir. Oluşturulan mekânlar şekillenmesinde coğrafik, topografı ve iklimsel özelliklerin yanı sıra şehrin tarihsel gelişimi ve kültürü de etken olmuştur. İslamiyet’in doğduğu bölgelerde gelişen İslam Sanatçı’nda görülen mimari süsleme, bu bölgelerde İslam öncesi var olan medeniyetlerin İslam hendese biliminin gelişmesinde etki sağlamıştır. Tarihteki ilk yerleşim yerlerinin bulunduğu geçmişten günümüze taşınan Güneydoğu Anadolu Bölgesinde geleneksel evler avlulu yapısının gelişiminde zengin kültür mirasına sahiptir. Geleneksel evler özgün niteliğini bulunduğu yörenin koşullarına göre oluşturulmuştur ve temel prensibin, mekân kurgusunu değiştirmemek olduğu görülmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde konut mimarisini en iyi yansıtan yerlerin başında Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin ve Gaziantep gelmektedir. Eski Türk evinin genel karakteri, birimleri birbirine bağlayan bir ortak birimin bulunmasıdır. Bu ortak birim, bölgelere göre sofa, eyvan ya da avlu şeklinde değişiklik göstermektedir. Özel karakteri ise odaların ortak birim çevresindeki farklı dizilişleri ile belirginleşir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call