Abstract
Peygamber Efendimizin (sav) irtihalinden sonra Müslümanlar karşılaştıkları meselelerde İslam’ın hükmünün ne olduğunu araştırmaya başlamış ve bunun sonucunda İslam’ın temel kaynaklarına nasıl yaklaşılacağı konusunda farklı yöntemler ortaya çıkmıştır. Farklı görüş sahipleri, kendi ulaştıkları sonuçları birçok açıdan teste tabi tutma ve diğer görüşler ile karşılaştırma ihtiyacı hissetmiş ve bunun sonucunda sıklıkla münazaralar gerçekleştirilmiştir. Bu münazaralar aracılığı ile hem hakikate ulaşmak için takip edilmesi gereken ilmî araştırma adımları ortaya konulmuş hem de ihtilaf edilen meselelerde bir görüş diğer görüş müntesipleri tarafından eleştiriye tabi tutularak sınanma imkânına kavuşmuştur. Münazaralarda hakikatin ortaya çıkarılabilmesi için uyulması gereken yöntemleri ele alan cedel alanında, hicri IV. asırdan itibaren fıkıh âlimleri eserler telif etmeye başlamıştır. Bu eserlerin bariz özelliği, ilmî bir araştırmanın nasıl gerçekleşmesi gerektiğinin yöntemini fıkhî örnekler üzerinden ortaya koyması ve farz ve bina gibi bazı ıstılahları açıklaması olmuştur. Bu makalede fıkıh âlimleri tarafından kaleme alınan cedel eserlerinin temel bölümlerinden birini oluşturan soru sorma ve cevap verme âdabı, öne çıkan eserler üzerinden ortaya konulmaya ve ilgili ıstılahlar açıklanmaya çalışılacaktır. Böylelikle hem ilmî araştırmalarda hem de münazaralarda uyulması gereken temel ilkelerin bir kısmının ortaya konulması amaçlanmaktadır.
Talk to us
Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have
Similar Papers
Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.