Abstract

Gelişen dünyada sağlık koşullarının iyileşmesi ve yaşam standartlarının artmasıyla ilişkili olarak ölüm oranlarındaki düşüşler doğum oranlarındaki düşüşlere öncülük etmiştir. Doğurganlık ve ölümlülük hızlarının genellikle çok yüksek düzeylerden çok düşük seviyelere gerilemesi sonrasında Demografik Dönüşüm süreci yaşanmıştır. Doğumlara yön vermek amacıyla kamu otoritelerince uygulanan nüfus politikaları da demografik değişim sürecinde etkili olmuştur. Demografik Dönüşüm küresel bir süreç olmakla birlikte ülkelerin kalkınmışlık düzeyleri ve sosyoekonomik özellikleri demografik değişim sürecinin ülke bazında farklı zamanlarda yaşanmasına neden olmuştur. Türkiye’de yirminci yüzyılın ortalarından itibaren doğurganlık ve ölümlülük oranlarında meydana gelen belirgin düşüşler Demografik Dönüşümün hızlı bir biçimde yaşanmasıyla neticelenmiştir. Bir süreç olarak devam eden bu demografik değişim ülke nüfusunun yapısal özelliklerinin de değişmesinde etkili olmuştur. Bu çalışmada Türkiye’de yaşanan Demografik Dönüşümün toplam nüfus yapısına etkileri ve ülke nüfusun geleceği Birleşmiş Milletlerin (BM) nüfus projeksiyonları bağlamında incelenmiştir. Çalışma, Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve BM’nin nüfus sorgulamalarından elde edilen nicel veriler kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen bulgular doğurganlık hızını nüfusun yenilenme düzeyinde tutmak amacıyla ebeveynlerin çocuk sahibi olmalarını engelleyen olumsuz koşulların ortadan kaldırılmasına yönelik tedbirlerin gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call