Abstract

Osmanlı Devleti’nin özellikle Tanzimat’tan itibaren çeşitli sahalarda içine düştüğü krizleri aşmak için köklü reformlar yaptığı gerçeği açıktır. Bu çerçevede “Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye”nin hazırlanıp kanunlaştırılması hiç şüphesiz gerek Osmanlı hukuk tarihinin gerekse İslam hukuk tarihinin en önemli olaylarındandır. Mecelle esas itibariyle borçlar, kısmen eşya ve yargılama/usul hukuku konularını kapsaması nedeniyle tam ve eksiksiz bir medenî kanun mahiyetinde değildir. Özellikle Aile Hukuku alanına tekabül eden “Münâkehât ve Müfârakât” bahisleri ve buna dair kanun maddeleri Mecelle’de yer almamaktadır. Çalışmamıza esas teşkil eden eser işte tam da bu boşluğu doldurmak için kaleme alınmıştır. Kadri Paşa’nın (ö. 1888) “el-Ahkâmü’ş-şer’iyye fi’l-Ahvâli’ş-şahsiyye” isimli kanun taslağı mahiyetindeki kitabının tercüme ve şerhi mahiyetindeki eser, Dergüzînî’ nin ifadesine göre Aile Hukukuna dair derli toplu bir metin ihtiyacından doğmasının yanı sıra devrinin özellikle İslam Aile Hukuku ahkâmına yönelen eleştirilerine de cevap mahiyetindedir. Aile Hukuku Kararnamesi’nden yaklaşık yirmi yıl önce hazırlanması da eserin mahiyetinin tahlilinde yardımcı bir ipucudur. Dergüzînî, tercümenin yanı sıra şerh ve izahlarla nikah akdi, eşlerin sorumlulukları, boşama, neseb ve nafaka bahislerini anlaşılır kılma ve bu konulardaki eleştirilere cevap verme çabasındadır. Onun bu çabası, Kânun-i Esâsî’ye yaptığı dinî referanslı şerhle birlikte değerlendirildiğinde, özellikle klasik fıkıh literatüründe yer alan Aile Hukuku ahkâmının doğruluğunun ispatı ve söz konusu hükümlerin selîm insan fıtratına uygunluğunun savunusu olarak nitelendirilebilir. Bu çalışma esas itibariyle Dergüzînî’nin bu eserinin mahiyetini analiz ederken, aynı zamanda müellifin yaşadığı devrin, fıkıh ahkâmına dair ürettiği eleştiri konularının icmali portresini çıkarmak gayesini de gütmektedir. Bu çerçevede eserin başına eklenen sekiz adet takriz ve Dergüzînî’nin mukaddimesi yol gösterici bilgiler barındırmaktadır. Özellikle bürokrasi ve ilim çevreleriyle kurulan ilişkiler, gündemdeki tartışmalı ilmi meseleler bu takrizlerden anlaşılabilir. Takrizlerde, islam kadınının statüsüne ilişkin değerlendirmeler esnasında Feminizm hareketine de atıf yapılmıştır. Burada ele alınan yaklaşımlar Femi-nizm hareketinin tarihsel kökeni ve geçirdiği evrelere dair bilgilerle birleşti-rildiğinde, dönemin entelektüel hafızasıyla ilgili önemli sonuçlara ulaşılabilir. Hayatı hakkında bilgi bulunmayan Dergüzînî’nin kimlik ve statüsüne ilişkin tahliller de bu çalışmanın vazgeçilmez bir gereğidir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call