Abstract

Barışı koruma operasyonları, uluslararası barış ve güvenliğin korunması ve sürekliliğinin sağlanması bakımından Birleşmiş Milletler tarafından başvurulan en etkili araçlardan biridir. Ancak özellikle Soğuk Savaş sonrasında gerçekleştirilen barış operasyonlarının sayısındaki orantısız artış, birçok olumsuzluğu da beraberinde getirmiştir. Barış gücü personelinin eğitilmesi konusundaki fiziki ve finansal yetersizlikler, müdahalede bulunulan bölgedeki çatışma ortamının yoğunluğu, personelin sorumluluklarının işletilmesi konusundaki hukuki denetimin zayıflığı hem barış güçlerinin meşruiyetinin hem de denetim mekanizmalarının etkinliğinin sorgulanmasına yol açmıştır. Birçok barış gücü mensubu, Kosova, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kamboçya, Mozambik, Haiti ve Somali’de, cinsel taciz, fiziksel-cinsel istismar, insan kaçakçılığı, insan ticareti ve köleleştirme, yolsuzluk, altın kaçakçılığı ve silahsız isyancılara silah sağlama, sivil-asker ayrımı gözetmeksizin ateş açılması gibi suçları işlemekle itham edilmişlerdir. Bu iddialar, barış gücü mensuplarının hem insan hakları hukuku hem de insancıl hukuk bakımından cezai sorumlulukları rejiminin “etkin” bir şekilde işletilmesini gerekli kılmıştır. Bu nedenle çalışma, Kuvvetlerin Statüsü Anlaşmaları ile “yalnızca gönderen devlete” verilen yargılama yetkisine alternatif olarak, Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargılama yetkisinin kapsamını analiz edecektir. Mahkemenin yargılama yetkisine giren suçlar olan soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçu ve saldırı suçu inceleme konusu yapılarak, BM personelini bu suçlardan yargılama yetkisinin boyutu interdisipliner bir bakış açısıyla incelenecektir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call