Abstract

Bu çalışmanın temel amacı, bireylerin sosyodemografik özellikleri ile kadınların çalışma hayatına katılımlarına ve çalışma hayatındaki yerlerine yönelik bakış açıları arasındaki etkileşimi saptamaktır. Çalışmada ikincil veri kullanılmıştır. Kullanılan veri seti, Dünya Değerler Araştırması Türkiye’nin 2014 verileridir. Amaç doğrultusunda kullanılan bu verilere, Optimal Ölçeklemeli çok değişkenli analiz tekniklerinden Doğrusal Olmayan Kanonik Korelasyon Analizi uygulanmıştır. Uygulama sonucunda ulaşılan temel bulgu; bireylerin sosyodemografik özellikleri ile kadınların çalışma hayatındaki yerine yönelik bakış açıları arasında orta düzeyde bir ilişki bulunduğudur. Daha sonra ise, Türkiye’deki bireylerin sosyodemografik özellikleri ve çalışma hayatında kadına bakış açıları bakımından benzerliklerine göre kümelenmesi amacıyla veri setine İki Aşamalı Kümeleme Analizi uygulanmıştır. Bu analizin bulgularına göre ev kadınlarının daha ayrımcı, tam zamanlı çalışanların ise daha eşitlikçi bir bakış açısına sahip olduğu söylenebilir. Bunun yanı sıra orta düzeyde eğitimliler için; eğitim düzeyi arttıkça ilgili konuya bakış açısının ayrımcıdan eşitlikçiye doğru değiştiği saptanmıştır. Sonuç olarak, eğitim seviyesinin ve kadınların çalışma hayatına katılımlarının artması gerekmektedir.

Highlights

  • Bir toplumun ataerkil kültür normlarına bağlılık düzeyi, toplumsal cinsiyet rollerine dayalı eşitsizliklerin ağırlığını ve yönünü belirleyen en önemli faktörlerdendir

  • Kadının çalışma hayatına katılımının en önemli belirleyicilerinin başında, içinde yaşanılan toplumun ataerkil kültür normlarının üzerine inşa ettiği toplumsal cinsiyet rollerine olan bağlılığı gelmektedir

  • Women are considered as subordinates to men in work life, it is considered that women need to have paid employment for their independence; the fact that there is a direct correlation between their levels of education and having paid employment, in contradistinction to men, makes it compulsory for women to increase their levels of education

Read more

Summary

Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

Dünyada eşitsiz güç ilişkilerine dayalı bir sistemin varlığından ve bu duruma bağlı olarak birçok ayrımcılık türünün ortaya çıktığından bahsedilebilir. Tarihsel süreçte eşitsiz güç ilişkilerine dayalı ayrımcılığın bir ucunda da kadın ve erkek ilişkileri yer almaktadır. Tarihsel süreçte kadın ve erkek arasında hemen her alanda görülen eşitsizliğin kökenleri, esas olarak “özne”nin eril, “nesne”nin ise dişil olarak tanımlanmasına dayanmaktadır. Kadın ve erkek arasındaki eşitsiz ilişkilerin temelinde kültürel ve toplumsal faktörlerin etkili olduğunu göstermektedir. Connel (2016: 200), toplumsal cinsiyete ilişkin rollerin esas olarak bir düzen içinde belirlendiğini ve bu düzendeki ilişkilerin irdelenmesi gerektiğini ifade etmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ise; güç, statü, haklar ve fırsatlar açısından kız ve erkek çocukları ile erkekler ve kadınlar arasındaki bir eşitsizlik ve dengesizlik durumu olarak tanımlanmaktadır (Uluocak vd., 2014: 8). Medeni durum, yaş, kuşak, eğitim gibi değişkenler eşitsiz güç ilişkileri bağlamında kadının çalışma hayatında erkekler karşısındaki dezavantajlarını ortaya koymaktadır. Bu öneme ithafen Dünya Değerler Anketi verileri ile Türkiye’de kadının çalışma hayatına katılımı ve çalışma hayatındaki yerine ilişkin bakış açısının yönü ve ağırlığı ortaya konulmaya çalışılacaktır

Metodoloji
Metot: Doğrusal Olmayan Kanonik Korelasyon Analizi
Araştırmanın Kısıtları ve Ek Analizler
İki Aşamalı Kümeleme Analizi - Profil Belirleme
Ki-Kare Bağımsızlık Testleri
Tartışma ve Genel Değerlendirme
Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call