Abstract

Geçtiğimiz asır boyunca kitaplar, medya ve internet vasıtasıyla bilgiyeerişimde eşine rastlanmamış bir artış gözlemlendi. Bu artış, İslamibilginin öğrenilmesi ve paylaşılmasında yeni yöntemlerin ortayaçıkmasına yol açtı. Bu makalede gittikçe artan sayıda sıradanMüslümanın basılı medya ve internet yoluyla dini tartışmalara dahilolmasının geleneksel İslami bilgiye ve pedagojik tekniklere nasılbir meydan okuma oluşturduğunu değerlendirdim. Ulemanın kendikendine öğrenmeyi yalnızca dinin doğru anlaşılmasına değil aynızamanda sahip oldukları otoritenin yeniden tanımlanmasına ve yenidenkeşfedilmesine yönelik de tehdit olarak gördüğünü açıkladım.Basılı ve dijital medyanın bir öğretmene ihtiyacı ortadan kaldırışını;kendi kendine öğrenmenin ve otorite olma iddiasında bulunmanınönünü açtığını gösterdim. Bireysel öğrenmeye getirdikleri eleştirilererağmen gelenekçiler, güncelliklerini koruyabilmek ve uzman olmayanlarlabaşa çıkabilmek adına interneti kabullendiler.
 Yazı, sözden aşağıdır. Zira yazı, kendisine sorulan soruya hiçbir cevapveremeyen ve ancak canlı bir varlığa aldatıcı bir benzerlik gösterenresimler gibidir. Herhangi bir uyum yeteneği yoktur, her durumda aynıkelimeleri kullanır. Yazı, bilginin meşru bir çocuğu değildir; piçtir vebu piçe bir saldırıda bulunulduğunda ne ebeveynleri ne de bir başkasıonu savunur.
 – Eflâtun

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call