Abstract

Aşı, bebek ve çocuklarda hastalıkların ortaya çıkışının engellenmesi, hastalıklara bağlı sakatlık ve ölümlerin önlenmesi için uygulanan koruyucu bir yöntemdir. Çeşitli metotlarla antijen karışımlarının vücuda uygulanması ile bağışıklık sağlanması olarak da bilinmektedir. Aşı enjeksiyonu bebekler ve aileleri için ağrı oluşturan önemli bir stres faktörüdür. Kan alma, testler, aşı ve enjeksiyon uygulamaları gibi çeşitli işlemler iyatrojenik ağrıya neden olabilmektedir. Aşı enjeksiyonu sırasında oluşan ağrı deneyimi, iğne fobisi oluşturarak hayat boyu tedaviye uyumu olumsuz etkileyebilmektedir. Aşıya bağlı ağrıyı önlemeye yönelik birçok fiziksel ve bilişsel yöntem uygulanabilmektedir. Ağrı, sağlık durumunu etkileyebilen, kontrol altına alınmadığında hayatın tüm alanlarında olumsuz sonuçlar doğurabilen ciddi bir sorundur. Yaş küçüldükçe aşı uygulamalarına bağlı ağrının daha fazla hissedildiği, ağrının işlendiği nöronal devrede kalıcı hasara bağlı olarak ileri dönem davranış değişikliği gelişebildiği ifade edilmektedir. Uygun tedavi edilmediğinde ağrı duyarlılığının artmasına ve bağışıklığın düşmesine sebep olabilmektedir. Ağrı yönetiminde farmakolojik ve non-farmakolojik çeşitli yöntemler kullanılabilmektedir. Ağrı yönetiminde kullanılan non-farmakolojik yöntemler ağrının daha dayanılabilir hale gelmesine yardımcı olacak çeşitli fiziksel ve bilişsel yöntemlerden oluşmaktadır. Bu çalışmada bebekler için uygulanan fiziksel non-farmakolojik yöntemlerden olan pozisyon verme, kundaklama, kanguru bakımı, masaj, buzzy, shotblocker kullanımı, soğuk uygulama, akapunktur gibi fiziksel uygulamalara odaklanılmıştır. Pediatri hemşireleri ağrılı işlem uygulayıcıları olarak ağrıyı fiziksel ve fizyolojik olarak tanılayabilmeli, bebeklerde yaşa uygun ve etkili müdahaleler yapabilmeli ve ağrıya bağlı oluşan semptomları giderebilmelidir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call