Abstract

Türk Makâm müziği nazarî tarihine bakıldığında 13. yy.dan günümüze kronolojik bir gidişle çeşitli nazarî kaynakların kullanıldığı modellerle ulaştığı artık bilinmektedir. dönük bir inceleme yapmak için öncelikle Nişâbûrek makâmı Türk makâm müziği nazariye tarihinde değişen ve dönüşen birçok makâmdan sadece biridir. Bugün Nişâbûrek makâmı Zühtü Suphi Ezgi'nin Nazari ve Ameli Türk Mûsikîsi kitabında (1935-1953) Râst makâmının dügâh perdesindeki şeddi şeklinde verdiği tanımla bilinir. Benzer tanımları Ekrem Karadeniz (1984), Şefik Gürmeriç (1949?) , İsmail Hakkı Özkan (1984), Yakup Fikret Kutluğ (2000) gibi nazariyecilerin çalışmalarında da görmek mümkündür. Yakup Fikret Kutluğ Türk Mûsikîsinde Makâmlar (2000) kitabında hocası Hüseyin Sadettin Arel'in " Râst makâmının şedlerinden hiçbiri bugüne kadar müstakil olarak kullanılmamıştır " ifadesine yer vererek Arel'in Nişâbûrek makâmını Râst makâmının şeddi olarak görmediğini iddia eder. Suphi Ezgi'nin başta böyle bir iddiası olsa da daha sonra onun da görüşünü değiştirdiğini, Nişâbûrek makâmının Râst makâmının şeddi olamayacağını, çünkü makâmın dügâh ve bûselik perdelerinde iki ayrı diziden oluştuğunu, bu oluşumun şed makâm karakterine aykırı olduğunu ifade ettiğini dile getirir. Yakup Fikret Kutluğ kendisinin de Nişâbûrek makâmını Râst makâmının şeddi olarak görmediğini belirtir fakat bu konuda tezini hangi bilgilere dayandırdığı konusundaki belirsizlik sadece Kutluğ'da değil kendisinden sonra yayımlanan nazari kaynaklarda da gündemini korumaktadır. Bu makale, ana hatlarıyla bu belirsizliği ortadan kaldıracak birkaç iddiayı ispat etmeye yönelik olarak çalışılmıştır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call