Abstract

Osmanlı Devleti'nin yerine zor bir kuruluş geçiren Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin önünde önemli sorunlar bulunmaktaydı. Bunlardan bir tanesi de; çiftçilikle uğraşan kesimin önemli bir kısmının ailesini geçindirecek kadar toprağa sahip olmamasıydı. Dönemine göre modern, pratikte avantajlı ve oldukça karmaşık bir toprak yönetimi uygulayan Osmanlı Devleti'nden yeni devlete miras kalan sorunlardan birisi de toprak mülkiyeti meselesi idi. Tımar sistemi, onun bozulmasıyla geçilen iltizam sistemi toprak mülkiyeti konusunu daha karmaşıklaştırmıştı. Buna çözüm bulmak için çıkarılan Arazi Kanunnamesi tam olarak halledememiştir. 
 Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda bu kanunname yürürlükteydi ve iş ve işlemler buna göre yürütülmekteydi. Nüfusun neredeyse dörtte üçünün tarımla uğraştığı bir ülkede, ailesini geçindirecek kadar toprağa sahip olan kişi sayısı maalesef oldukça düşüktü. Yeni devleti idare edenler hem tarımı modernleştirmek ve hem de çiftçilikle uğraşanlara yeterince toprak dağıtmak durumundaydılar. 
 Zaman zaman hazine arazisi olan yerlerden köylülere belli miktarda toprak dağıtılması için çalışılmışsa da yeterli olamamıştı. 1937 yılında yapılan Anayasa değişikliğinde topraksız köylüye toprak dağıtılması hususu da Anayasaya girmişti. Fakat, Atatürk'ün ölümü ve hemen arkasından başlayan II. Dünya Savaşı döneminde buna dair kanun çıkarılamamıştır. 1945 yılında Milli Şef İsmet Paşa'nın girişimi ile kanun çıkarılabilmiştir. Ancak gerek tek parti döneminde CHP içinden bu kanuna muhalefet ve gerekse çok partili hayata geçişte kurulan partilerin bu uygulamaya karşı çıkışı bu konuda yeterince mesafe alınmasını engellemiştir. Özellikle de bu kanuna karşı çıkıp daha sonra CHP'den ayrılarak Demokrat Parti'yi kuran kadro, 1946-1950 arasında muhalefet partisi olarak eleştirilerini devam ettirmiştir. CHP iktidarında yeterince ilerleme sağlanamaması bir tarafa bırakılırsa, hele 14 Mayıs 1950 seçimleri ile DP'nin iktidara gelmesi ile çiftçiyi topraklandırma uygulaması sekteye uğramıştır. Sonraki dönemde zaman zaman gündeme gelse de, çiftçilikle uğraşanların ailesini geçindirecek kadar arazi sahibi olmaları hususunda tam olarak başarılı olunamamıştır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call