Abstract

Tefsir, Kur’ân’ın daha iyi anlaşılmasını sağlamak adına onu detaylı şekilde inceleyerek yorumlayan bir ilimdir. İslam tarihi boyunca Kur’ân farklı usûllerle tefsir edilmiştir. Bu usûllerden biri olan işârî tefsir türünde de pek çok eser kaleme alınmıştır. Müfessirin manevî terakkî sonucu kalbine inen mânâlardan yola çıkarak yazdığı işârî tefsirin nitelikleri ve kabul şartları zaman zaman tartışma konusu olmuş ve bu nedenle birtakım şartlar ortaya konulmuştur. Âyetin zâhir mânâsı dışına çıkmamak, ona aykırı bir mânâ vermemek ve verilen mânânın kendi içinde sahih olması gibi şartlar işârî tefsirin sıhhatine delil kabul edilmiştir. Bu çalışmada işârî tefsirin genel özelliklerinden hareketle hicrî onuncu asırda Mısır’da yaşamış bir âlim olan Abdülvehhâb eş-Şaʻrânî’nin (öl. 973/1565) tefsir alanındaki eserlerine ve işârî yorumlarına yer verilmiştir. Şaʻrânî’nin fıkıh, tasavvuf ve hadis dallarındaki eserleri hakkında ülkemizde birçok çalışma yapılmış olsa da tefsir ile ilgili görüşleri bugüne kadar ele alınmamıştır. Makalemizde ilk olarak Şaʻrânî’nin ilmî hayatı ve özellikle tefsire dair eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca diğer eserlerinde âyetlere yönelik atıfları belirlenerek tefsir metodu ortaya konulmuştur. Makalenin sınırlılığı göze alınarak yalnızca abdest ve namaz hakkındaki âyetlere dair işârî yorumları değerlendirilmiştir. Ayrıca bu âyetler hakkındaki yorumları tefsir ve tasavvuf alanında okuduğu temel eserlerle mukayese edilerek yorumlarının özgünlüğü belirlenmiştir. Şaʻrânî eserlerinde âyetlerin zâhir ve bâtın her iki mânâsına da değinmiştir. Tefsir usûlüne ait temel kriterlere ise yer vermemiştir. Namaz ve abdest hakkındaki âyetleri ele alırken bu ibadetlerin fıkhî yönlerinden ziyade hikmet ve âdaplarına ait değerlendirmelerde bulunmuştur. Tefsirde takip ettiği bu usûl doğrultusunda abdesti sadece ibadet öncesi yapılması gereken beden temizliği olarak değerlendirmemiştir. Bu değerlendirmeye ek olarak abdesti kulun günahlardan arınması ve Allah’a olan itaatinin artması şeklinde yorumlamıştır. İbadetler içinde namaza özel önem vermiş, namazın fert ve toplum hayatına dair yansımalarına değinmiştir. Namazda okunan Kur’ân’dan maksadın kalbin Hakk’la birlikteliğinin yani huşûnun sağlanması olduğunu ifade etmiştir. Böylelikle kulun Hakk’a yakınlığının artması gibi marifetinin de artacağını belirtmiştir. Namazın müminleri bir araya getirdiğini, aralarındaki birliği ve dayanışmayı kuvvetlendirdiğini vurgulayarak, saflardaki birliktelik gibi kalplerde de birlikteliğin sağlanması gerektiğini dile getirmiştir. Sonuç olarak bu âyetlere dair yorumlarında vurgulamak istediği esas hususun ibadetlerin mânâsının kul tarafından daha iyi anlaşılması ve yaşanması olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca tefsirlerinde İbnü’l-Arabî’nin (öl. 638/1240) vahdet-i vücûd düşüncesinden büyük ölçüde etkilendiği de görülmüştür.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call