Abstract

Memlûkler kendi döneminde dünyanın en büyük siyasi güçlerinden biri olmanın yanı sıra, ilim ve sanat faaliyetleri bakımından da Türk tarihinin en parlak çağlarından birini temsil etmektedir. Elbette bunda İslâm medeniyetinin diğer merkezlerinde yaşanan yıkım ve karmaşanın Memlûk topraklarını bir sığınak hâline getirmiş olması kadar, Memlûk idarecilerinin âlim ve sanatkârlara gösterdikleri ilgi ve verdikleri destek de etkili olmuştur. Bazıları bizzat şiirle de uğraşan Memlûk sultanları içinde tarihî ve edebî açıdan en dikkate değer simalardan biri şüphesiz Kansu Gavrî’dir. Yavuz Sultan Selim’e karşı kaybettiği savaşla hatırlanan ve devletinin yıkılışıyla özdeşleşen bu Memlûk hükümdarı, aynı zamanda üç ayrı dilde divan tertip edecek kadar şiirleri olan bir şairdir. Hayatı 15. Yüzyıl’ın ikinci yarısıyla 16. Yüzyıl’ın başında geçen Kansu Gavrî’nin Türk dilinde yazdığı şiirler, aynı dönemdeki Anadolu Türkçesinin dil özelliklerini yansıtmaktadır. Gavrî’nin şiirlerinde tasavvufi konu ve kavramların yoğun varlığı dikkat çeker. Bu çalışmada, tasavvufun bir anlayış ve tutum olarak doğuşu ile bir ahlâk olarak yaşanmasında, hattâ kurumlaştığı dönemlerden itibaren bir sistem olarak uygulanmasında her zaman temel bir yeri ve işlevi olan “terk” kavramı etrafında Sultan Gavrî’inin şiirlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Sultan şairlerin iç dünyasını özgün biçimde yansıtması dolayısıyla şiirler ekseninde, hayatının en önemli savaşını kaybetmiş mağlup bir sultanın dünya, ahiret, varlık ve benlik konularındaki duygu ve yaklaşımlarına dair bazı ayrıntıların değerlendirilmesine çalışılmıştır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call