Abstract

Dişeti çekilmesi (DÇ), dişeti kenarının mine sement sınırına (MSS) göre apikale kayması ve kök yüzeyinin ağız ortamına açılması olarak tanımlanır. DÇ tedavisinin temel amacı; açığa çıkmış kök yüzeylerinin, inflamasyon bulguları gözlenmeyen, minimum sondlama derinliğine ve ideal estetiğe sahip yumuşak dokuyla kapatılmasıdır. DÇ’yle ilişkili dişin yüzey durumu da değerlendirilmelidir. Çürüksüz servikal lezyonlar (ÇSL), DÇ’ye sıkça eşlik etmektedir. DÇ tedavisinde; koronale pozisyone flep (KPF) ve tünel (TUN) teknikleri, tek başına veya bağ dokusu grefti (BDG) ile kombinasyon halinde sıkça kullanılmıştır. Estetik sonuçlar açısından değerlendirildiğinde, iki teknik arasında anlamlı bir fark olmadığı, ancak gerekli durumlarda yapılan BDG ilavesinin estetiği iyileştirdiği bildirilmiştir. Keratinize doku yüksekliği (KDY) ve dişeti kalınlığı (DK) BDG ilave kararını vermede önemli parametrelerdir. KDY ≤ 1 mm ve DK < 1 mm olduğunda BDG ilavesi yapılması önerilmektedir. Yapılan çalışmalarda kök kapama miktarı açısından KPF ve TUN teknikleri arasında anlamlı bir fark bulunmazken TUN tekniğinde vertikal insizyon olmaması post-operatif morbiditeyi büyük oranda azaltmaktadır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call