Türk tarihi açısından kadının sahip olduğu konum yüzyıllar boyunca mutlak surette değişikliklere uğramıştır. İslam öncesi Türk toplumlarına bakıldığı zaman kadının erkekle beraber toplumsal hayat içerisinde aktif olarak yer aldığı, kılıç kuşanıp ata bindiği ve sürekli bir şekilde talim yaptığı görülmektedir. İslamiyet’in Türk toplumuna girmesinin ardından da kadınlar sahip olduğu çoğu hakkı ilk başta korumuş fakat İslam dininin yanlış bir şekilde yorumlanması ve etkileşim içerisinde bulunulan Arap kültürünün tesiri altında kalınması sonucunda kadının statüsünde bir düşme görülerek toplumsal hayat başta olmak üzere pek çok alanda ikinci plana atılmıştır. Kadın hakları meselesi mevzu bahis olduğu zaman da tüm dünyada olduğu gibi Rusya Türkleri arasında da bu husus üzerinde hassasiyetle durularak çalışmalar yürütülmüştür. İsmail Gaspıralı öncülüğünde ortaya çıkan Usul-i Cedit hareketi doğrultusunda kızların eğitimi için tamamen onlara tahsis edilen kız okulları yenileşme çabaları içerisinde önemli bir yere sahiptir. Basının toplum üzerindeki etkisinin farkında olan İsmail Gaspıralı uzun uğraşlar sonucunda çıkarttığı Tercüman Gazetesi’nde, kadın haklarına yönelik yazılara yer vermiş olsa da bunu dönem içerisinde yeterli görmemiştir. İsmail Gaspıralı’nın imtiyaz sahibi olduğu ve kızı Şefika Gaspıralı’nın editörlüğünü üstlendiği Âlem-i Nisvân Dergisi ise Rusya Türkleri arasında çıkarılan ilk kadın dergisi olma özelliği taşımaktadır. Âlem-i Nisvân’ın açtığı bu yolda, ondan sonra Işık, Süyüm Bike, Azat Hanım ve Şark Kızı gibi birçok dergi yayınlanmıştır.
 Siyasi açıdan kadın hareketlerinin oluşumu ise Rus İhtilali’nin 1905 yılında gerçekleşmesiyle birlikte Çar’ın Rus olmayan azınlıklara kendi örgütlerini kurabilme hakkı tanıyan 1906 tarihli geçici kararnamesi ile açılan kadın cemiyetleri sayesinde mümkün olmuştur. Düzenlenen Rusya Müslümanları Kongreleri de kadınların ait olduğu toplumsal statüye ulaşabilmeleri için önem arz etmektedir. Kadınlar açısından aktif bir mücadele döneminin başladığı 1917 yılında toplanan Rusya Müslüman-Türk Kadınları Kongresi de kadınların kendileri hakkında son derece dikkat çekici kararlar aldıkları bir oluşum olarak görülmektedir. Daha sonra Rusya genelinde yaşayan tüm Türk ve Müslümanların katılımıyla gerçekleştirilen Bütün Rusya Müslümanları Kongreleri, sunulan konular sebebiyle karşılaşılan muhalefetlere rağmen Müslüman-Türk kadınının haklarını savunan aydınların mücadeleleri sonucunda kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve siyasi alanda kadının hak ettiği noktaya gelebilmesi için Türk Kadın Hareketine büyük katkı sağlamıştır.
 Bu çalışmada tarihi süreç içerisinde Rusya Türkleri arasında kadın ve kadın hakları meselesi ele alınacaktır. Türk Kadın Hareketine dair ilk gelişmelerin Kazan Tatarları tarafından kadınların konumunu iyileştirmeye yönelik başlamasıyla birlikte bu konuya desteğini esirgemeyen Türk aydınları ve onların yapmış oldukları faaliyetler hakkında birçok bilgi çalışmanın kapsamına girmektedir. Meselenin gidişatı açısından son derece önemli olan gazete ve dergiler kadın hareketine sunduğu katkı sebebiyle üzerinde durulan hususlar arasında yer almaktadır. Kadın cemiyetlerinin oluşumu ve düzenlenen çeşitli kongreler de incelenen konuların temelini oluşturmaktadır.
Read full abstract