21.yüzyılın en önemli problemlerinden biri olan küresel ısınma probleminin, dünya üzerindeki olumsuz etkileri her alanda görülmekte ve insanın yaşam kalitesi her geçen gün azalmaktadır. Küresel ısınmaya bağlı olarak, ekilebilir tarım arazilerinin çölleşmesi, içme ve kullanım sularının kıtlaşması, sanayileşmeye bağlı kirli havanın solunması, yetişmesi kimi türler için çok uzun yıllar alan ve kirli havanın temizliğinde doğal akciğer olan orman alanlarının işlevlerini kaybederek yerini peyzaj ve görselliğe bırakması, tabiattaki canlı nesillerinin tüm bu olumsuzluklardan etkilenerek popülasyon kaybına uğraması genel olarak yaşam kalitesini azaltan nedenler arasında sayılabilir. Bu çalışmada, küresel ısınmaya bağlı tüm olumsuzlukların, uluslararası boyutta insan yaşamı güvenliğini tehdit etmesi üzerinde durulmaktadır. Küresel ısınma insanın, ülkelerin ve dolayısıyla ulus-devletlerin çevre kapsamında ele alınan bir güvenlik sorununu teşkil etmektedir. Ancak çevre kavramı kapsamında “masum” gözüken bu tehdit aynı zamanda, bölgesel ve uluslararası krizlerin de arka plandaki tetikleyicisi olabilmektedir. Bu bağlamda, bu çalışma, küresel ısınmanın yaratacağı, sosyo-ekonomik durgunluk, kriz ve göç hareketlerinin siyasi sonuçlarının önemsenmesine vurgu yapılmaktadır. Çalışmada, küresel ısınmaya ilişkin literatür taraması yapılmakta, dünyadaki belli bölgelerdeki ısı anormalliğini gösteren değerler grafik, tablo ve haritalar ile gösterilmektedir. Çalışmanın sınırlılıkları kapsamında, bazı bölgeler inceleme kapsamından çıkarılmaktadır. Isı anormalliği göstergelerinde yakın dönem olarak 2005-2020 yılları temel alınmaktadır. Çalışmanın sonucunda, ısı anormalliğinin devam ettiği ve bunun da çevre faktörlerini bozarak yakın gelecekte uluslararası bir güvenlik problemi yarattığı görülmektedir. Bu durumda, dünyayı ve insanoğlunu tehdit eden küresel ısınma problemi karşısında, ülkelerin bulundukları konumun jeopolitik açıdan önemsenmesi yerine dünyanın uzaydaki konumunun jeopolitik açıdan önemsenmesi gerekmektedir.