Çalışmanın konusu Hasidik Yahudiliğin vaat edilmiş topraklar fikri ve bu fikrin oluşturduğu İsrail karşıtlığıdır. Vaat edilmiş topraklar fikri seçilmişlik, ahitleşme ve tek Kutsal Mabet ile bütündür. Bunları birleştiren ise Mesih beklentisidir. Yahudiler vaat edilmiş topraklarda Süleyman’ın mabedi Tanah’da belirtildiği şekilde inşa ettiğinde zirveyi yaşamışlardır. Ancak, Beytü’l Makdis’in ve Kudüs’ün iki defa tahribi Yahudileri bu topraklardan uzak yaşamaya mecbur bırakmıştır. Diaspora, Tanrı’nın seçtiği ve ahitleşerek vaat ettiği kutsal topraklarda tek mabet etrafında şekillenen bir hayattan mahrum kalma ve özlem demektir. Özlemin Mesih’in gelişiyle sona ereceğine inanç ise geleneksel kabuldür. Ancak Mesih gelmeyince Fransız İhtilali’nden sonra yükselen milliyetçilik akımı ve antisemitik olaylar Yahudileri Siyonizmi kurmaya itmiştir. Siyonizm sosyal, siyasal, ekonomik ve askeri alanlarda verdiği mücadelelerle 1948’de İsrail’i kurmuştur. Ancak insan eliyle kurulduğu için geleneksel Yahudilik tarafından meşru görülmemiştir. Hasidik Yahudilik ise Siyonizmi ve İsrail’i doğal olmamakla ve Mesih’in gelişini geciktirmekle suçlamış ve seküler yaşam biçimini reddetmiştir. İsrail karşıtlığını fiili şekilde sürdürmektedir.