Sort by
COVID-19 Pandemisinin Hemşirelerin Belirsizliğe Tahammülsüzlük Düzeyine Etkisi

Amaç Bu araştırma COVID-19 pandemisinin hemşirelerin belirsizliğe tahammülsüzlük düzeylerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipteki bu araştırmanın evrenini Türkiye'de herhangi bir sağlık kuruluşunda çalışan hemşireler oluşturmuştur. Araştırmanın anket formu Nisan - Haziran 2022 tarihleri arasında sosyal medya araçlarında paylaşılmış ve çalışma örneklemine toplam 341 hemşire dahil edilmiştir. Verilerin toplanmasında Sosyodemografik Form ve Belirsizliğe Tahammülsüzlük Ölçeği (BTÖ-12) kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzdelik dağılım, Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis Varyans analizi yöntemlerinden yararlanılmıştır Bulgular: Çalışma kapsamına alınan hemşirelerin BTÖ toplam puan ortalaması 39.83±8.749 olup orta düzey bulunmuştur. Hemşirelerin %64.5’i pandemi sürecinde gelir değişikliği yaşamadığını, %96.5’i pandemi nedeniyle ödenen ödemelerin tatmin edici olmadığını ve %31.1’i pandemi nedeniyle 1-3 gün fazla mesai çalıştığını belirtmiştir. Pandemi döneminde gelir değişikliği arasında medyan toplam BTÖ puanı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu saptanmıştır (p=0.000). Pandemi sürecinde hasta/hasta yakını tarafından şiddete maruz kalma, çalışma arkadaşlarıyla diyalog azaltma ve yakınlaşmamayı tercih etme arasında medyan toplam BTÖ puanı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu saptanmıştır (p<0.05). Sonuç: COVID-19 salgınının psikolojik etkilerinin yüksek olduğu görülmektedir. Salgında en ön saflarda çalışan sağlık çalışanlarının zihinsel ve fiziksel iyilik hali üzerindeki olumsuz etkileri kaldırmak amacıyla destek programlarına gereksinim duyulmaktadır.

Open Access
Relevant
Kanser Tanısıyla İzlenen Çocuklara ve Ebeveynlerine Yönelik Spiritüel Bakım: Bir Literatür Derlemesi

Amaç: Bu derleme, kanser tanısı ile izlenen çocuk ya da ebeveynlere yönelik geliştirilen spiritüel bakım programlarının psikososyal sorunlara etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: PubMed, SAGE Journals Online, Cochrane, CINAHL Plus veri tabanları taranarak 2011-2021 yılları arasında yapılmış 8 deneysel ve yarı deneysel çalışma incelenmiştir. Literatür taramasında “cancer, oncology, child, parent, palliative care ve spiritual care” anahtar kelimeleri kullanılmıştır. Bulgular: Tarama sonucunda toplam 456 makaleye ulaşılmış ve ulaşılan makalelerden kriterlere uyan 8 makale çalışmaya dahil edilmiştir. Dahil edilen çalışmaların örneklemini kanser tanısıyla izlenen çocuk ya da ebeveynleri oluşturmaktadır. Örneklemi oluşturan 8 makalede spiritüel bakım programı içerisinde yer alan seans sayısı en az 4 en fazla 7’dir. Sonuç: Örnekleme alınan çalışmaların sonunda; çocuk ve ebeveynlere yönelik yürütülen spiritüel bakım programlarının anksiyete, stres, endişe ve tükenmişlik düzeylerini azalttığı, başetme becerilerini geliştirdiği ve annelerin mental sağlık düzeylerini yükselttiği saptamıştır. Spiritüel bakım programlarının psikososyal sorunların azaltılması ve bireyin güçlendirilmesinde önemli katkıları olduğu saptanmıştır.

Open Access
Relevant
Evaluation of Relationship between Restless Legs Syndrome and Sleep Quality and Sleepiness in Nurses

Amaç: Huzursuz Bacak Sendromu istirahatle belirti verip dinlenme durumunu ve uyku kalitesini olumsuz etkileyen, gündüz uykululuğuna neden olan bir durumdur. Bu çalışma, hemşirelerin Huzursuz Bacak Sendromu sıklığını belirlemek ve uyku kalitesi ve uykululuk ile arasındaki ilişkiyi değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma, Şubat-Ağustos 2017’de üniversite hastanesinde görevli hemşirelerde (n=239) gerçekleştirilen, tanımlayıcı ilişki arayıcı tasarımda bir araştırmadır. Verilerin toplanmasında; Huzursuz Bacak Sendromu Tanılama Formu, Uluslararası Huzursuz Bacaklar Sendromu Çalışma Grubu Şiddet Değerlendirme Formu, Pittsburg Uyku Kalitesi Ölçeği ve Epworth Uykululuk Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Huzursuz Bacak Sendromu prevalansı %19.7 (n=47)’idi. Sendromun tanı ölçütlerini karşılayan hemşirelerin puan ortalaması 18.4±5.6 (min.3.00; maks.30.00) olup, %29.8'inde ağır seyretmekteydi. 15-19 yıl çalışma, doktor tanılı hastalık öyküsü ve anemi varlığının semptomların şiddetini arttırdığı belirlendi. Tanı alanların %74.5'inde uyku kalitesi kötüydü. Pittsburg Uyku Kalitesi Ölçeği’nin alt bileşenlerinden uykusuzluk, Huzursuz Bacak Sendromu olan bireylerde artmıştı. Bireylerde semptom şiddeti arttıkça, kötü uyku kalitesi ve gündüz uykululuk hali de arttı. Sonuç: Hemşirelerin sık Huzursuz Bacak Sendromu yaşadıkları ve uyku kalitelerinin olumsuz etkilendiği belirlenmiştir. Hemşirelerin Huzursuz Bacak Sendromunu ve şiddetini arttıran kronik hastalıklar ve diğer etkenler açısından taranması önerilmektedir.

Open Access
Relevant
Validity and Reliability of the Distracting Ingenuity Promotion Scale in Pediatric Nurses

Amaç: Bu araştırmada pediatri hemşirelerinin dikkat dağıtma becerisini ölçmek amacıyla geliştirilen, Pediatri Hemşirelerinde Dikkat Dağıtma Becerisi Ölçeği’nin (PHDDBÖ) Türk toplumuna uyarlanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırma metodolojik tiptedir. Çalışma, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bir kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesinde görev yapan 232 pediatri hemşiresinin katılımı ile gerçekleştirildi. PHDDBÖ, Ogihara tarafından 2022 yılında geliştirilen, 4’lü likert tipte, 21 madde ve 5 alt boyuttan oluşan bir ölçektir. Ölçeğin geçerliği; Açıklayıcı ve Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) öncesinde örneklem sayısının yeterliği için Kaiser Meier Olkin (KMO), verilerin normal dağılımı ise Barlett testi ile yapıldı. Güvenirliği; test tekrar test yöntemi, Cronbach alfa katsayısı testi ile yapıldı. Bulgular: Araştırmada, ölçeğin Kapsam Geçerliği İndeksi 0.9 ile 1 arasında bulundu. Kendalls W test değeri, 0.285 olarak bulunmuştur. (X2= 56.989, p=0.001) Açıklayıcı Faktör Analizi (AFA) sonucunda; KMO=.894, Ki-kare=1779.551, p=0.000 olarak bulundu. Barlett testi sonucuna göre verilerin normal dağılım gösterdiği görüldü (X2=1779.551, p=0.001). Çalışmada ölçeğin maddelerinin faktör yüklerinin 0.39 ile 0.74 arasında olduğu bulundu. Araştırmada DFA; X2 =370.45; p=0.001 ve RMSEA=0.071 olarak saptandı. Araştırmada Inter Class Correlation (ICC)=0.995, p=0.001 olarak belirlendi. Sonuç: Pediatri Hemşirelerinde Dikkat Dağıtma Becerisi Ölçeği’nin Türkçe formunun geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu bulundu.

Open Access
Relevant
The Use of Photovoice as a Qualitative Research Method in Nursing Discipline

Geçmişten bu yana tüm dünyada araştırmacılar; insanların bedensel, ruhsal ve sosyal sağlık sorunlarının belirlenmesi ve önlenmesi için farklı araştırma yöntemleri arayışında olmuşlardır. Bu arayış, sosyolojik teorilere temellendirilmiş nitel araştırma yöntemlerine olan ilginin artışını beraberinde getirmiştir. Özellikle son yıllarda nitel araştırma yöntemlerinin en dikkat çekenlerinden biri de fotoses (photovoice) olmuştur. Fotoses; temelde katılımcı bir araştırma yöntemidir ve katılımcıların kendileri için önemli olan sorunları ve ihtiyaçları, çektikleri fotoğraflar ve bu fotoğraflara ait hikâyelerle ifade etmelerini sağlamaktadır. Bu yöntem; toplumsal sorunların bireylerin kendi bakış açılarından ne anlama geldiğinin anlaşılması ve bu sorunlara gerçekçi çözümler geliştirilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Yöntem, kaynak oluşturmada alternatif bir veri toplama aracı sağlarken aynı zamanda diğer araştırma yöntemlerinden farklı olarak araştırmaya katılan bireylerin araştırma sürecinde daha fazla aktif rol almasını sağlayabilmektedir. Fotoses; zengin görsel ve anlatısal verilerle incinebilirliği yüksek ya da dezavantajlı grupların güçlendirilmesine yönelik politikaların, yasal stratejilerin oluşturulmasına katkı sağlayabilecek güçlü bir yöntemdir. Bu yönüyle yöntem dezavantajlı gruplara yönelik çalışmalar yapılabilmesinde hemşireleri harekete geçirmede önemli bir motivasyon aracı olabilir.

Open Access
Relevant
Nursing Students' Views and Suggestions Regarding the Disability-Friendly Nursing Education Curriculum: A Mixed Method Research

Aim: The aim of this study is to determine the views and suggestions of nursing students attending different universities in Türkiye regarding disability-friendly nursing education. Material and Methods: This convergent mixed methods design research was conducted between 1 May and 1 September 2020. The research sample consisted of 830 students studying in the nursing departments of 61 different universities. In order to collect the data for the study, the researchers created an online questionnaire asking nursing students questions about the disabled-friendly framework of the nursing education they received. The Chi-Square Test was used to compare the findings of students' views and thoughts on nursing education with some variables. The answers to the open-ended questions were analysed by content analysis. Results: The study participants are women at the rate of 83.3%. It has been found that the state of having sufficient knowledge about nursing care for the health of persons with disabilities impacts the students' thinking that their nursing education is disabled-friendly (p <.001). Conclusion: As a result of this research, most of the nursing students in Türkiye did not evaluate the education they received as disabled-friendly, and a large part of the students stated that they wanted to be educated on disability-related issues.

Open Access
Relevant
Hemşirelik Öğrencilerinin İlk Klinik Uygulamalarının Değerlendirilmesine İlişkin Çok Kaynaklı İncelemeler ve 360-Derece Değerlendirmeye ilişkin Öngörüler: Nitel Bir Çalışma

Aim: This study was conducted to explain the current situation regarding the assessment of nursing students during their first clinical practice and to determine the views on 360-degree assessment, an innovative approach, from a multi-source perspective. Material and Methods: In this qualitative case study, individual interviews were conducted with nine instructors, focus group interviews were conducted with twenty-three nursing students, and documents were examined. Data were collected between 7 August 2019–22 November 2020. The data were analyzed in line with the descriptive analysis approach. Results: While reflections on the current situation were generated in line with the findings obtained from three data sources, the context of predictions on 360-degree assessment was generated in line with the findings obtained from interviews with students and instructors. Reflections on the current situation context are analyzed under assessors, competencies, methods and tools, feedback, challenges, and suggestions themes. Predictions on 360-degree assessment context are analyzed under assessors, frequency, tools, setting, benefits, and challenges themes. Conclusion: According to the results of the data triangulation, the most important issues regarding the assessment of nursing students during first clinical practice were the high student/instructor ratio and the fact that only instructors are officially assessors. Instructors and students approached positively to the 360-degree assessment, but they also shared some concerns.

Open Access
Relevant
Hemşirelik Öğrencilerinin COVİD-19 Korkusu ve Özyeterlilikleri ile Klinik Stres Düzeyleri Arasındaki İlişki

Aim: This study was conducted to determine the relationship between the fear of COVID-19 and self-efficacy of nursing students and their clinical stress levels. Material and Methods: The study was conducted in a descriptive and cross-sectional type between July and August 2021 in first-year nursing students of a health sciences faculty of a university. The study was completed with 89 nursing students who agreed to participate without sample selection (91% of the population was reached). The research data was collected using the Student Introductory Information Form, the Fear of COVID-19 Scale, the General Self-Efficacy Scale, and the Clinical Stress Questionnaire. Results: It was determined that the mean age of the students was 20.24±1.15 years, 59.6% were women, 43.8% had COVID-19, 60.7% had families with COVID-19, and 14.6% had lost due to COVID-19. The mean score of the students on the Fear of COVID-19 Scale was 24.83±5.87, and the total score of the General Self-Efficacy Scale was 63.91±11.18. The Clinical Stress Questionnaire total score was 31.19±7.8. While there was a positive and significant relationship between the total score of the Fear of COVID-19 Scale and the total score of the General Self-Efficacy Scale (p<0.05), no significant. Conclusion: In this study, it was determined that first-year nursing students experienced high levels of fear of COVID-19, had high levels of general self-efficacy, and experienced low levels of stress in their first clinical practice experience.

Open Access
Relevant
Evaluation of Nursing Students' Natural Disaster Literacy Levels and Educational Efficiency

Amaç: Bu çalışma, hemşirelik öğrencilerine verilen doğal afet eğitiminin, doğal afet okuryazarlık düzeyine olan etkisini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma, hemşirelik bölümünde öğrenim gören 302 öğrenci ile yürütülmüş, öntest sontest tek grup modelli yarı deneysel düzende yapılmıştır. Öğrencilere gruplar halinde 120 dakikalık “doğal afet eğitimi” verilmiş ve uygulaması yaptırılmıştır. Veriler, Kişisel Bilgi Formu, Doğal Afet Okuryazarlığı Davranış Ölçeği, Doğal Afet Okuryazarlığı Bilişsel Eğilim Ölçeği kullanılarak eğitim öncesi ve eğitimden hemen sonra olmak üzere iki aşamada toplanmıştır. İstatistiksel değerlendirme; sayı, yüzde, minimum ve maksimum değerleri, ortalama, standart sapma ve bağımlı gruplarda t testi kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin %53.6’sı kendisinin, %64.9’u birinci derece yakınlarının doğal afet yaşadığını bildirmişlerdir. Öğrencilerin çoğunluğu daha önce afet eğitimi almış ve halen ilkyardım eğitimi (%26.6), afete yönelik seminer ve konferans (%18.1), deprem tatbikatı (%17.5), yangın tatbikatı (%15.2), arama-kurtarma (%13.1) ve yardım kampanyalarına (%9.5) katılmak istediklerini belirtmişlerdir. Doğal afet eğitimi sonrasında öğrencilerin doğal afet okuryazarlığı duyuşsal eğilimlerinde ve davranışlarında artış olmuştur (p<.001). Sonuç: Doğal afet eğitimi, hemşirelik öğrencilerinin doğal afet okuryazarlık tutum ve davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir. Öğrenciler, doğal afetlerle ilgili faaliyetlere katılmak istediğini belirtmişlerdir. Bu doğrultuda, afet eğitimi, hemşire adaylarını afet yönetimine hazırlamada önemli bir rol oynayacak olan hemşirelik müfredatına dâhil edilmelidir. Öğrencilere, doğal afetlerle ilgili seminer, konferans, eğitim faaliyetlerinin yanı sıra uygulamalı tatbikatların düzenlenmesi önerilmektedir.

Open Access
Relevant