Abstract

Sanayilesme surecinin Ingiltere’de baslayan hikâyesi, uretim iliskilerinde ciddi bir degisimi beraberinde getirmis, ortaya cikan yeni nesnel kosullar kurumsal ve dusunsel yapiyi da degistirerek, iktisat biliminin buyuk bir degisim surecine girmesine sebep olmustur. Ozgurluk ve tam rekabet gibi iyimser kavramlarla baslayip, zamanla “kasvetli bilime” evrilen klasik iktisadin yerini ise marjinal devrim olarak adlandirilan bir donusum ve gelen elestirilerle birlikte, matematigin buyulu dunyasina kapilmis neo-klasik iktisat akimi almistir. Bilimsellik amaciyla pratikten hizla uzaklasan ve neredeyse tamamen teorik bir kuram olan neo-klasik iktisat, insani fizik yasalari ile ele alarak, rasyonellik ilkesini on plana cikarmis ve ekonomiyi bir makine gibi gormeye yonelmistir. Buna karsilik, neo-klasik iktisadin zaman zaman dramatik olcude basarisizliklara konu olmasi, kuramin yetersizligine ve pratigi aciklamadaki zayifligina baglanmaktadir. Ozellikle kuramin gunumuz dunyasini aciklamadaki yetersizligi, niceligi on plana cikararak iktisadi soyut matematige indirgemesi ve iktisadin doga bilimleri kadar keskin bir neden-sonuc icinde aciklanabilecegi yanilgisi ile birleserek, iktisat biliminin disiplinler arasi bir dusunce baglaminda ele alinmayarak, kendi icinde hapsolmasina yol acmistir. Bu calismada, Neo-klasik iktisadin ortaya cikisinda etkili olan yapi ve kosullar tarihsel bir perspektifte ele alinarak elestirel olarak degerlendirilmistir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call