Abstract

Kur’ân’la ilgili yapılan bazı çalışmalarda konular ya belli kökten türeyen kelimeler veya konunun bir kısmına işaret eden sadece bir kelime ile sınırlı, parçacı bir şekilde yapılmaktadır. Arıca bazı araştırmalarda nüzul süreci, ortamı ve siyer kaynaklarında aktarılan bilgiler de ihmal edilebilmektedir. Konular eksik çalışıldığı için ulaşılan sonuçlarda doğal olarak eksik olmaktadır. İrtidat konusu da bu tür konulardan biridir. Konunun hicret, nifak, velâyet gibi Kur’ân’ın önemli konularıyla çok ciddi bağlantısı olduğu halde ilgili çalışmalar sınırlı sayıda âyet üzerinden yapılmıştır. Bundan dolayı bazı naslardan hareketle mürtedin öldürülmesi ve öldürülmemesi konusu yeteri kadar ikna edici bir tarzda izah edilememiştir. Eksik yaklaşımdan dolayı bu konuda Kur’ân ile hadisler arasında çelişki varmış gibi bir algı da oluşabilmektedir.İrtidat konusu hicret, velâyet ve nifak bağlamında ele alındığında irtidat eden ve fiili olarak İslâm düşmanlarının safına geçenlerin, Müslümanları aldatmak isteyenlerin nerede olursa olsun öldürülmesinin emredildiği anlaşılmaktadır. Nitekim Bedir savaşında müşrik ordusunda bulunanlar da öldürülmüşlerdi. Aynı şekilde İslâm düşmanlarının safına geçmeyen ve hem Müslümanlar hem de düşmanlarla savaşmak istemeyen mürtetlere de dokunulmasının yasaklandığı anlaşılmaktadır. Günümüzde tefsir ilmi bazılarınca rivâyetlere başvurmadan da yapılabilecek bir ilmî faaliyet olarak algılanıp, savunulsa da aslında geleneğimizde de izah edildiği gibi bu ilim dil ve tarih/rivâyetler üzerine kuruludur. Kur’ân’ı anlamak için yola çıkanların rivâyetlerle yüzleşmesi, ihtilaflı nakiller arasında nüzul-siret temelli tercihlerde bulunması gerekmektedir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call