Abstract

Başta psikolojinin ana aktörlerinden olduğu ve sosyal bilimlere sirayet eden tekrarlanabilirlik krizi ve p-değerinin sorgulanması son 10 yılda en çok tartışılan konulardan olmuştur. Son yapılan çalışmalar tekrar edilebilirlik krizinin sadece sosyal bilimler ile sınırlı kalmadığı temel bilimlerde etkili olduğunu göstermiştir. Bütün bunlara ek olarak yine psikoloji temelli başlayan teori ve geçerlilik krizi tartışmaları başlamıştır. Bütün bu tartışmalar genel olarak tüm bilim alanlarında özel olarak psikoloji ve sosyal bilimlerde yöntem, uygulanan istatistiksel analizler, örnekleme ve araştırma pratiklerinin değişimine yol açmıştır. Bu çalışma kapsamında kısaca tekrarlanabilirlik ve geçerlik krizlerine değinilecek ve krizden çıkış yolları kapsamında kullanılan istatistiksel yöntemler bağlamında önerilerde bulunulmuştur. Krizlerin sebeplerinden biri olarak gösterilen p-değerinin kötüye ve yanlış kullanımı öne çıkmaktadır. Bunun önüne geçebilmek için iki önemli yaklaşım önerilmektedir. Bunlardan ilki “yeni istatistik” (the New Statistics) olarak da adlandırılan ve klasik hipotez testinde etki büyüklüğü, güven aralığı ve meta-analizin belirsizlik tahminlemede kullanılmasına dayanan trenddir. İkincisi ise klasik istatistik yerine Bayesyen istatistiği öneren trenddir. Klasik istatistikten Bayesyen yöntemlere geçmek genel olarak büyük örneklem oluşturmanın zor olduğu, kategorik ve kayıp verinin yaygın olduğu ve çok değişkenli normalliği sağlamanın oldukça zor olduğu sosyal bilimlerde yararlı olacaktır. Bayesyen yaklaşım özellikle önsel bilgiyi kullanarak sonsal dağılımlar elde etmesi ve küçük örneklemde de daha doğru sonuçlar vermesinin etkisi ile bu krizin istatistik boyutuna büyük bir yenilik ve fayda getirecektir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call