Abstract
Gündelik yaşamda bir grubun diğerine kurduğu tahakkümün korunmasını sağlayan görünmez şiddet, yapısal, sembolik ya da normalleşmiş şiddet gibi çeşitli süreçler vardır. Pierre Bourdieu da güç ve tahakküm analizinden ve bunların modern toplumlarda toplumsal olarak yeniden üretilmesinden yola çıkarak, sembolik iktidar ve şiddet kavramını ortaya atmıştır. Sembolik iktidar, zihinlere dünya ve toplum düzeni tasavvurunun ve ırka, dine, etnik kökene veya cinsiyete dayalı toplumsal bölünmelerin meşru ve doğal olduğunu empoze etme gücüdür. Sembolik şiddet de toplumsal dünyamızı toplumun bütün üyeleri tarafından paylaşılan meşru ve “doğal” olarak varsaydığımız algı, düşünce ve eylem çerçevelerimiz olan bilişsel yapılar yoluyla gerçekleştirilir. Böylece sembolik şiddet, aynı zamanda biliş ve tanıma eylemleri olan tüm tahakküm ve boyun eğdirme eylemlerini ve hiyerarşileri kapsar. Kadının tahakküm altına alınması, ataerkil bir toplum ve devlet düzenin kurulmasıyla gerçekleştirilmiştir. Doğrudan şiddete başvurmadan, toplumsal dünya ilişkin kodlamaların eğitim sistemi ve din gibi ortak algı çerçeveleri üzerinden kadına yönelik sembolik şiddet, sembolik eril iktidarın ve tahakkümün korunmasında etkin rol üstlendiği görülmektedir. Bu makalede ataerkil düzenin dayandığı sembolik iktidarın kadının cinsel denetimini normalleştiren bir sembolik şiddet biçimi olarak namus olgusunun antropolojik ve sosyolojik gelişimi ile namusa dayalı bir doğrudan şiddet biçimi olan namus cinayetleri, Türkiye bağlamında incelenmiştir.
Highlights
There are various processes in daily life, such as invisible violence, structural, symbolic or normalised violence, which sustain the domination of one group against another
The authors declare that they have no conflict of interests regarding content of this article
Ancak her geçen yıl artan kadına yönelik şiddetin, namus ve diğer sebeplerle işlenen kadın cinayetlerinin önüne geçmek için hukuki düzenlemeler tek başına yeterli değildir
Summary
There are various processes in daily life, such as invisible violence, structural, symbolic or normalised violence, which sustain the domination of one group against another. Ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal gelişme aşamalarına kadın bedenin cinsel denetimi açısından bakıldığında hem feodal toplum hem de kapitalist toplumda namus olgusunun toplumsal yaşam ve devlet yapısını belirlediği görülmektedir. Uluslararası toplum içinde, insan haklarına yönelik çok ciddi bir ihlal olarak “namusa dayalı şiddet” ile mücadele etme ve bunun ortadan kaldırılması gerekliliği konusunda, “namus” gibi kültürel veya geleneksel değerlere yapılan herhangi bir referansla bu şiddetin haklı çıkarılamayacağı noktasında güçlü bir fikir birliği vardır [10].
Talk to us
Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have
Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.