Abstract

2011 yılında Suriye’de patlak veren iç savaş, genel olarak sosyal bilimlerde özelde ise göç araştırmalarında bir takım ciddi zorluklar ortaya çıkarmıştır. Neo-klasik yaklaşımlar sadece ekonomik etmenlere odaklanmaktadır. Tarihsel-yapısalcı söylem göçü sermaye için ucuz iş gücü elde etmenin bir yolu olarak tanımlamaktadır. Son dönemde yapılan çalışmalarda ise göç hareketleri ele alınırken, göç veren ülke ile alan ülke arasındaki tarihsel bağlara vurgu yapılmaktadır. Maalesef bunlardan hiçbiri göçmenlerin kabulünde dinin rolünü açıklamada yeterli olamamaktadırlar. Bu tecrübeden ve göç teorilerinin yetersizliğinden hareketle bu çalışma, şu soruya yanıt aramaya çalışacaktır: “Din, göçmenlerin bir ülke tarafından kabul edilmesinde ne kadar etkilidir?” Din ve göç arasındaki ilişkinin kavramsal çerçevesini, göç teolojisinden hareketle oluşturduk. Göç teolojisinin imkanını, dini kaynaklara odaklanan teorik yaklaşım ve göç ile karşıldığında ortaya çıkan pratik eylem olmak üzere iki farklı başlık altında aradık. Ardından Türkiye’de din ve göç arasındaki ilişkiyi üçgen bir bağlam kurarak araştırdık: Öncelikle ensar ve muhacir kavramlarından hareketle Suriyeli göçmenlerle ilgili resmi söyleme baktık. İkinci olarak Suriyeli göçmenlerle oluşan krizin yönetiminde “din kardeşliği” vurgusunu yapan Diyanetin rolünün önemini ortaya koymaya çalıştık. Son olarak, Kilis sakinlerinin göçmenleri kabul etmesinde, dinin nasıl bir etkisinin olduğunu anlamaya çalıştık. İki farklı veri setinin kullanıldığı bu çalışmada analiz için karma yöntem kullandık. Resmi ve diyanet söylemini tespit edebilmek için dökümantasyon yöntemi ile toplanan veriler içerik analizine tabi tutulurken; toplumsal bağlamın anlaşılması için kartopu yöntemiyle elde edilen mülakatları fenomenolojik yaklaşımla inceledik. Sonuç olarak Türkiye’de sığınmacılarla ilgili resmi söylemin toplum üzerinde kısmen etkili olduğunu ancak göçmenlerin kabulünde dinin olumlu ve güçlü bir etkisisin olduğunu tespit ettik.

Highlights

  • More emphasis has been placed on the historical ties between the source country and the receiving country. None of these is sufficient to explain the role of religion in the acceptance of immigrants in host societies. Based on this inadequacy in migration theories and the recent experience of Turkey with mass migration from Syria, this study will try to answer the following question: “What roles does religion play out in the acceptance of immigrants by a country?” We develop a conceptual framework for studying the relationship between religion and immigration drawing on a theology of migration

  • We examine the possibility of a theology of migration under two different headings: the theoretical approach focusing on religious resources and the practical action that occurs when confronted with migration

  • We look at the official discourse on Syrian refugees via the concepts of “ensar” and “muhacir.” Second, we reveal the significance of the role of the Diyanet (The Ministry of Religious Affairs of Turkey) in the management of the Syrian refugee crisis through its emphasis on religious fraternity

Read more

Summary

Göç Teolojisinin Teoriği

Göç ve din arasındaki ilişkiyi kutsal metinlerde geçen göç olaylarından hareketle teorik bir çerçevede ele alan çalışmalar için göç teolojisinin teorisi kavramını tercih ettik. Ulusu korumak adına göçmenleri reddetmenin dini bir vecibe olduğunu iddia edenlere yer bırakmayan bir gerçektir.”[22] İslam teolojisinde Eski Ahit’te geçen göç olaylarına atıf yapılmakla birlikte göç olgusu 622 yılında Müslümanların dini özgürlüklerinin sınırlanması üzerine Mekke şehrini terk ederek Medine şehrine sığınma olayını ifade eden Hicret ile ilişkili olarak ele alınır. He ne kadar daha önceki yıllarda bir grup Müslüman’ın Hz. Peygamber’in izni ile Habeşistan’a göç etmesi, İslam tarihinde ilk zorunlu göç olarak kabul edilebilirse de Medine’ye gerçekleştirilen yolculuğun neredeyse bütün Müslümanları kapsaması, bizzat Hz. Peygamber’in de göç etmesi ve bu göçün kendinden sonraki tarihin akışını belirlemesi sebebiyle Hicret İslam’daki göç konusunun merkezinde yer almıştır.[23] Hicret, İslam tarihi için öylesine önemli bir dönüm noktası olarak görülür ki Halifeler döneminde Hicri takvimin başlangıç tarihi olarak belirlenir. Bu nedenle hem Batı dünyası hem de Türkiye gibi Müslüman ülkeler için göç ve din arasındaki ilişkinin pratiği, Suriye iç savaşından sonra ortaya çıkan göç hareketleri ile yeniden anlaşılmaya ve yorumlanmaya muhtaçtır

Göç Teolojisinin Pratiği
Araştırma Deseni ve Veri Toplama Yöntemi
Türkiye’de Göç Teolojisinin Pratiği
Siyasi Bağlam
40 Tatışmanın boyutunu gösteren güzel iki örnek için Bkz
Diyanetin Kardeşlik Vurgusu
Tanımlar ve Algılar
Sığınmacılar ve Gündelik Yaşam
Yardım ve Geri Gönderilme
Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call