Abstract
Cumhuriyetin ilan edildiği 1923 yılından sonra takip eden 40 yıl boyunca, Türkiye’ninOrtadoğu ülkeleriyle olan gerek siyasî gerek ekonomik ilişkileri tamamen Batıbloğunda yer alan bir ülke profilinde şekillendi. Zira Türkiye, yükselen Batı ekseninealternatif ya da muhalif değil, bu eksenin bir parçası olma şeklinde özetleyebileceğimizbir dış politikayı benimsemişti.Bu politika doğrultusunda hareket eden Türkiye ile Batı dünyası arasındaki ilişkilerkuvvetlendikçe Ortadoğu ülkeleriyle arasındaki bağlar giderek zayıfladı. Bölge ülkeleriyleyakınlaşma adına atılan olumlu adımların da yine Batılılaşma amacına yönelik olması,bu ülkeler için var olan tabloyu daha da kötüleştirmişti.II. Dünya Savaşından sonra değişen dünya dengeleri Türkiye ile yakın komşularıolan Arap ülkeleri ve diğer Müslüman toplumların yollarını iyiden iyiye ayırdı. ZiraTürkiye 1945 yılından itibaren, bu sefer daha kesin bir şekilde Batıya ve öncelikle deABD’ye yanaşma çabasını göstermişti. Çünkü bu dönemde Türkiye, Sovyet tehdidiylekarşı karşıya kalmış ve güvenlik endişesiyle Batı’nın desteğine ihtiyaç duymuştu. Bunakarşılık Ortadoğu ülkelerinde güçlenen milliyetçilik akımlarıyla birlikte yükselen bir Batıkarşıtlığı vardı. Üstelik Sovyetlerden gelecek bir tehdit algıları da yoktu.Türkiye ile Ortadoğu ülkeleri arasındaki uçurum 1960’lı yılların ortalarına kadargiderek derinleşti. 1960 yılından itibaren bu uçurumun kapanmasına, bölge ülkeleriyleönce siyasi, sonra ekonomik ilişkilerin gelişmesine sebep olan gelişmeler peşpeşe yaşandı.1964’te Kıbrıs’a yapılması planlanan askerî bir müdahaleyi önleyen Johnson Mektubuve BM’de Kıbrıs konusunda yapılan oylamada olumsuz karar çıkmasıyla Türkiye’nin yaşadığıbüyük hayal kırıklığı Batı güdümündeki dış politikanın terk edilerek çok yönlü vealternatifli bir dış politikanın hayata geçirilmesine imkan sağladı. Bu köklü değişikliğinen önemli uygulama alanı ise, kaçınılmaz olarak Ortadoğu ülkeleri olmuştu.Bu makalede, 1964’te başlayan, 1973 Petrol Krizi ve 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ileiyiden iyiye belirginleşen Ortadoğu politikamızdaki değişiklik ele alınacak, bu politikadeğişikliğinin ekonomik ilişkilerimizdeki yansımaları üzerinde durulacaktır.
Talk to us
Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have
More From: FSM İlmi Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi
Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.