Abstract

Platon’un siyasi görüşleri sıklıkla Devlet’te ortaya koyulan “filozof kral” önermesinin sınırları dahilinde yorumlanmakta ve buradan hareketle Platon, ütopik ve aynı zamanda totaliter bir yönetim taraftarı olarak suçlanmaktadır. Bu bakış açısı bir yandan Devlet’in asıl amacının birey ve toplumda adaletin tesis edilmesi ve siyasi etik temelde adil olmayan rejimlerin esaslı bir eleştirisinin yapılması olduğunu ihmal ederken, diğer yandan filozof kral önermesinin son dönem eserleri Devlet Adamı ve Yasalar’da revize edilmiş olmasını göz ardı etmektedir. Elbette Platon’un ahlak ve siyaset anlayışının sistematik bir bütünlükte olmayışı sözünü ettiğimiz hatalı yorumlara zemin hazırlamaktadır. Zira Platon’da henüz ne felsefenin teorik uğraşlarından bağımsız bir şekilde konumlandırılmış pratik bir saha ne de açık olarak sınırları birbirinden ayırt edilmiş etik-politik olgular alanı mevcuttur. Bu sebeple Platon’da ahlak ve siyaset ilişkisini araştırırken karşımıza çıkan en büyük güçlük, düşünürün yaşadığı dönemde bu iki sahanın nerdeyse tümüyle iç içe geçmiş olmasıdır. Öte yandan Platon’un pratik sahada (ahlaki ve siyasi olan arasında) bir ayrımı tercih etmeme ihtimalini de hesaba katmak zorundayız. İşte bu yazının öncellikli amacı Platon’un, başta adalet kavramında olmak üzere felsefi sisteminin temel kavram ve varsayımlarında ahlak ile siyaset arasında nasıl bir ilişki tesis ettiğini ortaya koymaktır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call