Abstract

Hz. Peygamber’in vefatıyla Müslümanlar pek çok alanda olduğu gibi siyasi alanda da onun liderlik ve otoritesinden mahrum kaldılar. Bu nedenle siyasi hayatın nasıl yönlendirileceği konusunda ihtilafların çıkması kaçınılmazdı. Hz. Peygamber’in şahsında temsil edilen siyasi liderlik pek çok ihtilafı ortadan kaldırma gücüne sahipti. Ancak ondan sonra Müslümanlar bu imkânı yitirmişlerdir. Bu eksikliği telafi etmek adına ortaya çıkan hilafet kurumu İslam toplumunu bir arada tutmaya ve birliği tesis etmeye çalışmıştır. İlk iki halife döneminde bu birlik bazı istisnalar haricinde büyük oranda sağlanmıştır. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer dönemlerinin görece iç siyasetteki sakinliğine rağmen Sa’d b. Ubade muhalif bir çizgi çizmiştir. Ancak yine de onun muhalefeti teorik planda kalmıştır. Hz. Osman dönemine kadar geçen siyasi sükûnet döneminden sonra meydana gelen değişimler neticesinde tabii olarak siyasette farklı görüş ve sesler de yükselmiştir. Bu farklılıkların zaman zaman siyasi ve hatta -Hz. Osman’ın şehid edilmesinde görüldüğü gibi- fiili çatışmaya dönüştüğü de görülmüştür. Fitne dönemi olarak da adlandırılan böylesi durumlarda sahabe arasında birbirinden farklı tavır tutumlar sergileyen isimler olmuştur. Kimisi Hz. Osman’ın uygulamalarına şiddetle muhalefet ederken kimisi de sessiz kalmayı tercih etmiştir. İçlerinde Hz. Osman’ı destekleyen isimler de var olmuştur. Hz. Ali’nin hilafete gelmesine kadar geçen sürede, sahabe genel olarak siyasi tutumunu ortaya koymuştur. Bunların içinde en dikkat çekici grup, siyasi bir taraf seçmeksizin olayların dışında kalmayı seçenlerdir. İşte bu makalede siyasi anlaşmazlık ve fitne anlarında iktidarda ya da muhalefette yer alan taraflara meyletmeyip uzleti tercih eden sahabiler konu edinilmiştir. Bu sahabiler, içinde bulundukları şartların siyasi olarak bir çözüm üretme potansiyeline sahip olmadığı kanaatine varıp aktif siyasetten çekilmişlerdir. Zira tamamen siyasi ve idari saiklerle yönetimi eleştiren isimler olduğu gibi çeşitli kabilevi düşünceler, iktisadi kaygılar veya tamamen kişisel nedenlerle muhalefet yapanlar bulunmaktaydı. Bütün bunların oluşturduğu keşmekeş ve kargaşanın siyasi anlamda bir çıkış yolu göstermeyeceği açıkça görünmekteydi. Nitekim olayların tarihi seyri de bu sahabileri haklı çıkarmıştır. Söz konusu sahabilerden Sa’d b. Ubade, Hz. Ömer’in hilafetinin ilk günlerinde Şam yakınlarındaki Havran’a yerleşmiş ve vefat edene kadar orada kalmıştır. Hz. Osman yönetimi ile uzun bir süre siyasi anlamda mücadele eden, ancak sonuç alamayınca siyasi hayattan tamamen çekilen Ebu Zer el-Gıfari Medine Irak yolu üzerinde bulunan Rebeze köyüne yerleşmiş ve yine Hz. Osman’ın hilafeti döneminde orada vefat etmiştir. Muhammed b. Mesleme hem Hz. Peygamber (sav) döneminin hem de Hulefa-i Raşidin döneminin etkin bir devlet ve siyaset adamı olarak ön plana çıkmıştır. Ancak o da özellikle Hz. Osman döneminde başlayıp Hz. Ali döneminde devam eden iç sorunlar karşısında çözüm girişimlerinde bulunduktan sonra siyasi sahneden kendi arzusuyla tamamen ayrılmıştır. Bu çalışmada ele alınan son örnek isim olan Seleme b. Ekva da Hz. Peygamber’in övgüsüne mazhar olmuş Medineli ilk Müslümanlardandır. Hz. Peygamber döneminde birçok gazve ve seriyyede bulunmuştur. Hz. Osman dönemindeki fitne olaylarında o da Rebeze’ye yerleşerek siyaset ortamından uzak durmayı tercih etmiştir. Bu sahabiler vefat edene kadar bir daha devlet yönetiminde görev almadıkları gibi herhangi bir muhalefet hareketine de katılmamışlardır. Sayıları toplam sahabi sayısına oranla az olsa da İslam tarihinde mevcut taraflardan birini seçmeme tercihinde bulunarak siyaseten inzivaya çekilmeleri son derece anlamlıdır. Bu nedenle bu makale, İslam tarihinin birbirleriyle mücadele eden gruplar açısından değerlendirilen siyasi hayatına farklı bir yaklaşım getiren bu küçük gruba dikkat çekmektedir. Böylece bu konuya odaklanan ilk çalışma olarak makalenin bundan sonraki çalışmalara ışık tutmasını ümid etmekteyiz. Zira siyasi hadiselerden el çeken sahabilerle ilgili müstakil bir çalışma bulunmamaktadır. Nitel araştırma yönteminin kullanıldığı makalede bir tarih çalışması olması hasebiyle literatür taramasına müracaat edilmiştir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call