Abstract

Bugüne dek dijital mecraların kültürel yapı, bellek ve işleyiş üzerindeki etkilerine dair yapılmış akademik çalışmalara bakıldığında, ilk olarak bu mecraların ya yozlaşmaya ya da üretkenliğe yol açtığını savunan iki temel ve karşıt görüşün olduğu anlaşılır. Buna göre yozlaşmayı özellikle kültürün metalaştırılması ve tüketimciliğe indirgenmesi şeklinde ele alan eleştirel sosyal teorisyenler konuyu sıklıkla kültür endüstrisi kuramlarıyla açıklarken; çoğu halkbilimci ise dijitalleşmeyi kültürel inşanın güncel varyantı ve fırsatı olarak değerlendirir. Bu makale ise sözkonusu iki karşıt görüşü bir bütünlük hatta simbiyotik bir ilişki içinde görerek, önceki teorik çalışmalarda biraz da ihmal edilen somutlaştıcı “nasıl” sorusunu örneklerle içeriklendirmeye çalışmaktadır. Bu amaçla yerel kültürün çevrimiçi yükselişinin güncel bir modeli olarak 7 Mayıs 2023 tarihinde yayın hayatına başlayan TRT’nin uluslararası dijital yayın platformu Tabii analiz edilmektedir. Küresel rekabetçi tavırla geliştirilen dev bütçeli platformların karşısında kendi dinamiklerinden beslenen Tabii “Bizi Birleştiren Hikayeler” mottosunu benimsemiştir. Nitel araştırma esasına dayanan makalede 29 dizi içerik analizi yöntemiyle incelenmiş ve içerikler yerellik göndermelerine göre başlıklandırılmıştır. Bu başlıklar şöyledir: “sektör hegemonyasına karşı yerli anlatı kültürü”, “popüler kültür ve yabancılaşma eleştirisi”, “kültürel mirasın senaryolaştırılması”, “kültüre yön veren biyografilerin tanıtımı”, “bellek boşluğunun kapatılması”, “yerel duyguların üretimi”, “yerel kültür motiflerinin hatırlatılması”, “kültürel davranış motiflerinin resmedilmesi”, “Türk sanatının ihyası”, “yakın kültürel belleğin canlandırılması ve güncel göndermeler”. Buna göre Tabii’nin uzun yıllardır belli bir tekelin elinde sıkışan izleyiciler için Türk kültürel mirasına eklemlenmiş geliştirilmeye açık “anımsatıcı” aksiyonel içerikler sunduğu belirlenmiştir. Dahası bu dizilerde hem gündelik yaşamdaki kültürel yabancılaşmanın hem de sinema sektöründeki kültürel aşınmaların tenkit edildiği, bunun yerine kendinden menkul yerli kültürel miras ve anlatının öne çıkarıldığı, yerli sanatsal unsurların sergilendiği, dikkat çekici biyografilerin hikayeleştirildiği, bu yollarla kolektif belleğin ve kadim duyguların yeniden üretildiği, yeni nesiller için davranış ve düşünüş modellemesi yapıldığı ve kültürel mirasın bugünün gündemine uyarlandığı tespit edilmiştir. Bu araştırma içinde yaşadığımız kültürün “görüntü-temelli” oluşunu temel almaktadır. Halkı kitleye, bireyleri ise izleyiciye indirgeyen bu görselleştirmenin kendisi bugün belki de en baskın kültür formunu ve vasıtasını mimlemektedir. Bu nedenle bu makale sadece platformun teknik vasıflarını veya dijitalleşme eğilimlerinde vücut bulan bu çağın kültür portresini resmetmeyi hedeflemez. Bunun yanı sıra şu iki sorunun izini sürer: Küresel kültür söyleminin gölgesinde yerel bir alan kaldı mı? Eğer kaldıysa bu alan nasıl işletilebilir?

Full Text
Paper version not known

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.