Abstract

Deliller ceza muhakemesinde maddi gerçeğe ulaşmanın bir ön koşulu olarak önemli
 bir yere sahiptir. Delilsiz bir ceza muhakemesinden bahsedilemeyeceği gibi ceza
 muhakemesinde delilden daha önemli bir kavram da yer almamaktadır. Sanık ve
 mağdurun haklarından, delili toplayan muhakeme süjelerinin uyması gereken kurallara
 kadar delillerin sirayet etmediği bir ceza muhakemesi müessesesi de bulunmamaktadır.
 Öyle ki deliller muhakemenin her alanında ileri sürülebilmenin yanında muhakemenin
 gidişatını değiştirebilecek niteliğe sahip olmaları bakımından da muhakemenin olmazsa
 olmazı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ceza muhakemesinin başlamasına sebep olan bir
 suçun işlendiğinin öğrenilmesi de bir delil sayesindedir. Delillerin toplanması kadar ne
 şekilde değerlendirileceği de hayati önemi haiz bir konudur. Delilleri değerlendirirken
 dikkat edilecek hususlar ile delillerin değerlendirilmesinde uyulması gereken kurallar
 yargılamanın adilliği noktasında önemli güvenceler içermelidir. Delil değerlendirme
 yasakları da tam bu noktada devreye girmekte delillerin serbestçe değerlendirilmesine
 bir takım istisnalar öngörmektedir. Zehirli ağacın meyvesi doktrini de yıllardan
 beri gerek doktrinde ve gerekse yargı kararlarında tartışılagelen, ceza muhakemesi
 sistemlerinde delillerin değerlendirilmesi bakımından önemli bir yere sahip ve delillerin
 değerlendirilebilmeleri açısından yol gösterici nitelikte bir öğretidir. Genelde hukuka
 aykırı deliller bakımından ifade edilen doktrin, delil değerlendirme yasakları bakımından
 irdelenmemekte ve hukuka aykırı elde edilmiş olan bir delil sayesinde elde edilen delilin
 yargılamada kullanılıp kullanılamayacağı sorusunun cevabını bulmaya çalışmaktadır.
 Ancak yargılamada sadece hukuka aykırı deliller değil hukuka uygun yollarla elde edilmiş
 olsalar dahi sonradan bazı olguların gerçekleşmesiyle değerlendirilme dışı bırakılan
 birtakım deliller de bulunmaktadır.
 Bu bağlamda bu tür değerlendirilmesi yasak olan ancak hukuka uygun olarak elde edilmiş
 deliller sayesinde elde edilen diğer deliller değerlendirilebilecek midir, yoksa zehirli ağacın
 meyvesi doktrininin de olduğu gibi değerlendirmenin yasaklanması bu deliller sayesinde
 elde edilen delilere de mi sirayet edecektir? Makalede öncelikle zehirli ağacın meyvesi
 doktrinine ilişkin genel açıklamalar ve Ülkemiz uygulaması incelendikten sonra bu
 doktrinin delil değerlendirme yasakları bakımından uygulanıp uygulanamayacağı hususu
 irdelenecektir. Diğer bir ifadeyle, değerlendirilmesi yasak olan bir delil sayesinde elde edilen
 delilin yargılamada kullanılıp kullanılamayacağı sorusunun cevabı bulunmaya çalışılacaktır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call