Abstract

Ne modern devlet sistemlerinin vazgeçilmez bir unsuru; çoğu zaman bir kangren çoğu zaman da olmazsa olmaz bir yapı olarak değerlendirilen bürokrasi, ne de Türk dünyasının en çok iz bırakan liderlerinden birisi olan Sultan II. Abdülhamid üzerine yapılan tartışmalar yakın zamanda bitecek gibi durmamaktadır. Bu çalışmada da II. Abdülhamid’in dış politikaya, iç politikaya, ekonomiye, eğitime, adalet hizmetlerine ve askeriyeye dair yönetim anlayışları incelenmiş ve bunların Osmanlı bürokratik yapısındaki yerlerine dair birtakım saptamalar yapılmıştır. Çoğu zaman istibdat yönetimi, tek adamlık, merkeziyetçilik ve gericilik ile birlikte anılan II. Abdülhamid’in Türk modernleşmesi sürecinde dizmiş olduğu kilometre taşları göz ardı edilmektedir. Nitekim o Osmanlı tarihinde ilk defa meclis açan ve ilk defa anayasa ilan eden padişahtır. Ancak tahta geldiği dönemde yönetimde bulunan yozlaşmış bürokrasi ile mücadelesi onu zaman zaman çelişkili kararlar almaya itmiştir. Özellikle Tanzimat sonrası Osmanlı’nın modernleşme furyasına kapıldığı bir dönemde kendisini bu hareketlerin tam ortasında bulan bürokrasinin modernleşmesi ilmi ya da teknolojik alanlardan ziyade kültürel alanda gerçekleşmiş ve bürokrasi giderek kendisini ayrıcalıklı bir konuma getirerek devletin otoritesini eline almıştır. II. Abdülhamid ise tahta geldikten sonra devlet otoritesini yeniden saraya bağlayarak, bürokrasi ile mücadele etmeye başlamıştır. Ancak bu mücadele bürokrasinin yok edilmesi amacıyla değil; keyfiyetten uzaklaştırılarak kurumsallaştırılması ve saraya sadakatin sağlanması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Birçok alanda modernleşme hareketlerinin fitilini yakan II. Abdülhamid, bürokrasinin de modernleştirilmesi adına çok önemli düzenlemeler yapmıştır. II. Abdülhamid’in dizayn ettiği bürokratik yapının mirasçısı ise Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call