Abstract

Sosyolojiyle Tanri’nin birlikte veya yanyana zikredilmesi yahut birbiriyle baglantilandirilmasi, ilk bakista oldukca sasirtici gelebilir. Hatta “sosyolojide Tanri tasavvuru” gibi bir ifadelendirme, paradoksal da gorulebilir. Lakin sosyologlarin din ve toplum yaklasimlarina yakindan bakildiginda, sosyolojinin Tanri ile ne kadar icili disli kilindigi ne kadar yakindan iliskili hale getirildigi gorulebilir. Bu sekilde yaklasildiginda, sosyolojinin “Tanri”ya nasil baktigi, sosyolojinin tanrisinin olup olmadigi, varsa nasil oldugu, sosyolojinin atesit olup olmadigi gibi hususlar, onemli hale gelmektedir. Sosyologlarin Tanri tasavvuru veya inanclarinin neler oldugu, sosyologlarin inanclarindan bagimsiz bir bicimde sosyolojinin tanri veya tanrilarla iliskisi, tanrilara bakisi ele alindiginda, nasil bir bilimin ortaya cikacagi, sosyolojide tanri yoksa ne olacagi, varsa ne olacagi, bir bilim dali olarak sosyolojinin diger bircok bilim dali gibi bilim olmasinin bir geregi olarak zaten tanrisinin olmamasi gerekip gerekmedigi, nesnel olmanin tanrisiz olmayi gerektirip gerektirmedigi sorulari da ayni sekilde anlamli ve onemlidir. Yine tanrisiz veya tanrili bir bilim dalinin mumkun olup olmadigi, sosyolojinin tanrisiz veya tanritanimaz olmasi, sosyologlarin da tanritanimaz olmasini gerektirip gerektirmeyecegi, sosyolojinin tanrisi varsa, bunun monoteistik tanri anlayisi mi yoksa politeistik tanri anlayisi mi oldugu sorularina cevap arayislari, sosyolojinin onemli bir boyutunun anlasilmasi ve vuzuha kavusturulmasina katki sunabilir. Bu makalede bu soru ve konular etrafinda sosyolojinin “Tanri”ya yaklasimi nispeten dar sinirlar icinde ele alinmaya calisilmaktadir. Bu calismada klasik “Bati Sosyolojisi”nin; ilkel dinler, kilise, Reformas­yon, Protestanlik, pozitivizm, modernlik ve modernlesme, sekulerlesme, rasyonellesme gibi kurum, olay ve sureclerle baglantili olarak Tanri konusunda hicbir konuda olmadigi olcude sosyolojist ve antropomorfist bir bakisacisiyla hareket ettigi varsayilmaktadir. Bu baglamda denilebilir ki, klasik Bati sosyolojisinin ana cizgisi, toplumu dinin ve Tanri’nin/tanrilarin anarahmi olarak gormus, toplumun bazi yapisal ozellikleriyle ve cesitli sureclerle kendini tanrilastirdigini, dolayisiyla toplumun tanri ile ayni sey oldugunu ileri surmustur. Modern bir bilim olarak sosyoloji, Auguste Comte (1798-1857) ve ozellikle Durkheim’in (1858-1917) din sosyolojilerine bakilirsa, bazen toplumla din ve tanriyi (tanrilari) aynilastirir. Bu aynilastirmanin arkaplaninda toplumun mu tanriyi (tanrilari) urettigi yoksa tanrinin (tanrilarin) mi toplumu urettigi cok net anlasilmaz; fakat toplum biraz daha baskin gorunmektedir. Comte, Marx (1818-1883), Freud (1856-1839) ve Durkheim’in din ve toplum goruslerinde bu gorulmektedir. Anlasilmaktadir ki klasik sosyologlarin kimi pozitivizm, kimi modernlesme ve sekulerlesme, kimi rasyonellesme, kimi de bunlarin hepsi temelinde bazen din, bazen de tanri veya tanrilari toplum, toplumu da tanri yapmislardir. Klasik sosyologlar, muhtemelen kendi Tanri tasavvur ve inanclarindan da etkilenerek toplumu, toplumun kulturunu, egitim ve bilgi duzeyini merkeze alan, toplumun genel degisimine paralel olarak degisen bir Tanri anlayisi gelistir­mis­ler­dir. Buna gore sosyologlarin “Tanri tasavvurunun veya “Tanri’ya imanin sosyolojisi” uzerine kafa yorduklari soylenebilir. Bunu yaparken sosyolojinin arastirma konusu olmayan Tanri’yi sosyolojiklestirmeye kadar gidebildiklerini de soylemek gerek. Son tahlilde modern bir bilim olarak sosyolojinin olusup gelismesinde oncelikli rolu olan Comte, Marx ve Durkheim gibi baslangic ve klasik sosyologlarin onemli bir kisminin tanri yerine insani, insanligi ve toplumu koyduklari soylenebilir. Sosyologlardan bircogu, evrimci ilerlemeci tarih, din ve toplum anlayislarina uygun olarak evrimci tanri tasavvuruyla hareket etmislerdir. Bu tasavvurda toplumlar, cok tanrili inanclardan tektanrili inanca dogru evrim gecirmis ve nihayet tektanrili bir inanca erismislerdir. Modern zamanlarda ise toplumlar, Tanri’ya karsi daha mesafeli hale gelmis, Tanri toplumsal veya kamusal alanlardaki gucunu kaybetmistir. Şu da belirtilmelidir ki, ilk “sosyolog”, Umran âlimi Ibn Haldun, ‘Ilmu’l-‘Umrân ismiyle icat ettigi sosyoloji ilmini Allah inancini gizlemeden, otelemeden, hatta Allah’in toplumsal kural ve yasalari (Sunnetullah) temelinde, fakat nesnel olmaya azami ozen gostererek icra etmistir. Ibn Haldun, Mukaddime’sinde gelistirdigi sosyolojisindeki bircok kavrami ve tezini Kur’an ayetlerine dayandirir. Anlasildigi kadariyla Ibn Haldun, bircok kavramini olusturmada Kur’an’a dayanmakta ve tabii ki Kur’an inancinin temelinde de Allah inanci yer almaktadir. Ibn Haldun, Allah inancina sahip bir sosyologun, olaylara objektif ve tarafsiz bir yaklasimla bakilabileceginin ornegini ortaya koymaktadir. Sosyolojinin Tanri’si, anlasildigi kadariyla antropomorfistik ve sosyolojistik bir tanridir. Klasik sosyologlar basta olmak uzere bircok sosyolog, sosyolojinin konusu olmadigini belirttikleri halde Tanri konusuna girmis, Tanri’yi toplumun bir urunu olarak anlamislardir. Aslinda Tanri ile ilgilenmelerinin en onemli boyutu da belki dinin nasil ortaya ciktigini aciklamaya yardimci olan bu “toplumun urunu olarak tanri” fikridir. Son tahlilde denilebilir ki, sosyolojik arastirma ve incelemelerinde sosyolojinin konusu olmadigini belirtmelerine ragmen “Tanri’yi isin icine katanlar”, Tanri’yi toplumu temsil eden kolektif bir varlik, toplumun golgesi veya yansimasi olarak gormekte, tanri veya tanrilar ile toplumu veya grubu bir/ayni telakki etmekte yahut etmeye yakin durmaktadirlar. Butun bu ifade edilen hususlardan, klasik Bati sosyolojisinin ve bu sosyolojinin etkisinde kalanlarin toplumu tanri olarak one cikardigi, toplumu tanri olarak algiladigi anlasilabilir. Belirtmek gerekir ki, gelinen noktada artik sosyolojinin, “Tanri”ya, orijin donemi ve klasik asamasinin bir bolumundeki gibi baktigi soylenemez; bir bilim olarak nispeten oturmus bir sosyoloji olma ozelligiyle, teolojik ve metafizik alani arastirma alaninin disinda tutsa da mutlak surette o alanlara giren konulari red ve inkâr tutumuna sahip bulunmamaktadir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call